| Şık turuncu renkliydi. Aynı renkli başka cüzdan pek yoktur. | Open Subtitles | هذا اللون البرتقالى المميز لا يحتمل ان يوجد اثنين منها |
| Pembenin yerini turuncu alacak diyenler kesinlikle çıldırmış. | Open Subtitles | يقولون ان البرتقالى هو الأجددّ فالوردي حقيقى مزعج. |
| turuncu ve üst aşamadaki kodlar bütün üst düzey personele iletilmesi için üs prokotolü var. | Open Subtitles | تفرض الاجراءات ابلاغ الضباط المسؤولين بالحالات ذات الرمز البرتقالى وما فوق. |
| 20 metre sonra turuncu, ikinci sıvı açılacak. | Open Subtitles | خمسون قدماً , بعيداً عن السياره السائل البرتقالى يظهر لك |
| Yeni istihbaratlara göre, bugün, Ulusal Güvenlik Birimi tehlike seviyesinin turuncudan sarıya düşürülmesi için resmi onay verdi. | Open Subtitles | انباء جديدة من الامن الوطنى اليوم بأنهم خفضوا مستوى الخطر من البرتقالى الى الاصفر |
| Şu avcıların vurmaması için giyilen turuncu yeleklerden giymelisin. | Open Subtitles | يجب ان تأتى بواحده باللون البرتقالى حتى لا يصادك الصيادون |
| Sarı, kırmızı, belki turuncu da olur turuncunun çeşitli tonlarında, aklına hangisi daha çok yatarsa. | Open Subtitles | أصفر , أحمر , ربما برتقالى تعرف , أنواع مختلفه من البرتقالى لا أعرف أى نوع سيكون |
| Bu turuncu şey... Resmen karanlıkta parlıyorum. | Open Subtitles | هذا الشىء البرتقالى يجعلنى أتوهج في الظلام. |
| Hayır, teyze, turuncu kuşakta birinci oldum. | Open Subtitles | لا ياعمتى لقد حصلت على المركز الاول فى تصنيف الحزام البرتقالى |
| Nemo. turuncu ve beyaz yeni balık. | Open Subtitles | الوافد , نيمو البرتقالى فى ابيض |
| turuncu Ajan! Bunu ben buldum. | Open Subtitles | العميل البرتقالى هذا اللون الذى اختارتة |
| Aynı zamanda, 'Ne güzel! turuncu bir mont' demiştim. | Open Subtitles | فى الوقت الذى قلت فية "كم جميل هذة السترة البرتقالى " |
| turuncu - pembe renklerinde ve açıkçası biraz tavuğa benziyor yani başka bir galaksiden beklemeyeceğiniz gibi. | Open Subtitles | لقد كان بطول قدم واحده .و 8 بوصات ... إنه بلون البرتقالى |
| Evet, tam yerindeyiz ve hâlâ krem rengi mi ve turuncu iyi mi diye emin olmak istiyorum. | Open Subtitles | أجل, أنا عند المكان... و أردت أن أتأكد أنك لا تزال... موافق على اللون الكريمى و البرتقالى |
| Tamam, krem rengi ve turuncu. | Open Subtitles | أجل, اللون الكريمى و البرتقالى |
| Kadınlar turuncuyu sever. turuncu seksidir. | Open Subtitles | النساء تُحب البرتقالى البرتقالى مثير |
| Geride, turuncu tişörtlü. | Open Subtitles | بالخلف هناك فى السويت شيرت البرتقالى |
| turuncu başlıklı Noah. | Open Subtitles | التى شيرت البرتقالى يعود لنواه |
| turuncu ter. | Open Subtitles | العرق البرتقالى , عندما قارنتهم |
| Şu halıdan bende de var. Ama turuncu olanından. | Open Subtitles | لدى تلك السجاده ولكن النوع البرتقالى |
| Ayrıca o turuncudan çıkmak için çok acele etme. | Open Subtitles | و لم أتاكد من أنكِ لم تنتهى من البرتقالى بعد؟ |
| Şu durumda turuncuyu sen giydiğine göre bencil olma zamanın geldi. | Open Subtitles | وانت فى مرحله حيث يمكن ان اقول ان من يرتدى القميص البرتقالى وقته حان ان يكون أنانيا |