| İngiliz askerleri, meclis binası meydanında bir grubu ateşe verdi. | Open Subtitles | الجنود البريطانيون أطلق النار على حشد من الناس في الساحة |
| İngiliz araştırmacılar bir kez gülümsemenin beyinde 2000 tane çikolataya eşdeğer seviyede uyarıya sebep olduğunu buldular. | TED | واشار الباحثون البريطانيون ان ابتسامة واحدة يمكنها ان تعادل تحفيز نفسي مريح بنفس ما يقارب اكل 2000 لوح شوكولاته |
| İngilizlerin bizim için yaptığı DNA testinin sonuçları elimize ulaştı. | Open Subtitles | لقد تلقينا نتائج تحليل الحامض النووي ولقد أجراه لنا البريطانيون |
| Oğlum bak benden demesi; İngilizlerin ne diyeceğini asla anlamayazsın. | Open Subtitles | ياصاح,انا اخبرك, انه لا يمكنك الوثوق فى اولئك البريطانيون لا |
| Of, aman Tanrım. Eğer Britanyalılar gelip cesedi burada bulurlarsa yanarız. | Open Subtitles | يا إلهي،إذا جاء البريطانيون إلى هنا ووجدوا جثته فسنكون هالكين جميعاً |
| Bizim İngiliz polisi tarafından icat edilmiş yeni bir teknik. | Open Subtitles | هذا هو العلم الجديد الذى يطبقه رجال الشرطة البريطانيون |
| İngiliz ve Kanadalılar Sword, Gold ve Juno'da düzenli ilerliyor. | Open Subtitles | البريطانيون و الكنديون يتقدمون بثبات من شواطيء سورد و جولد و جونو |
| 1943'ün başında İngiliz ve Amerikan kuvvetleri Kuzey Afrika'ya iyice yerleşmişlerdi. | Open Subtitles | مع حلول عام 1943، كان كل من البريطانيون والأمريكان قد رسخا وجودهما فى شمال أفريقيا |
| İngiliz Hükümeti savaştaki başarılarından dolayı ona madalya verdi. | Open Subtitles | البريطانيون أعطوه وسام الملك لمعارضته القتال أثناء الحرب |
| Polise ve İngiliz askerlere çiçek veriyorlar. | Open Subtitles | يقدمون باقات الزهور للشرطة و الجنود البريطانيون |
| Bu ülkede tam 25 yılımı geçirdim İngiliz ve Hintlilerin yakınlaşmaya çalıştıklarında ortaya çıkan şey felaketten başka bir şey değildi. | Open Subtitles | من واقع خبرتي خلال 25 عاماً قضيتها هنا لم يحدث إلا نتائج كارثيّة عندما يبدأ البريطانيون والهنود تكوين علاقة وديّة |
| İngilizlerin bu kadar duygusal olduğunu bilmezdim. Özellikle de halk içinde. | Open Subtitles | لم أفكر أبدا أنكم البريطانيون يمكن أن تصبحوا عاطفيون جدا خصوصا فى الأماكن العامة |
| Sıkıyönetim, İngilizlerin çaresizliğini gösteriyor. | Open Subtitles | و القنون الانجليزي يوضح كم أن البريطانيون يائسون |
| İngilizlerin bizi neden esir olarak aldığını bile bilmiyorduk. | Open Subtitles | لم نعلم على وجه اليقين لمَ أراد البريطانيون احتجازنا |
| Siz İngilizlerin mizah anlayışı hiç yok, değil mi? | Open Subtitles | أنتم البريطانيون ليس لديكم أي حس للفكاهة، أليس كذلك؟ |
| Britanyalılar, bin yıl boyunca bronzu aletler ve ziynetler yapmak için ve ticaret için para birimi olarak kullandılar. | TED | لآلاف السنين، استخدم البريطانيون البرونز لصناعة الأدوات والحلي، كما استخدموه كعملة من أجل التجارة. |
| İngiltere'de Londra dışında yaşayanlarınız | TED | البريطانيون من بينكم ممن يعيشون خارج لندن |
| Endişelenme. İngilizleri, Puşkin'in tehlikeli olduğuna inandırdık. | Open Subtitles | لاتقلق.لقد إقنعنَا البريطانيون ان بوشكين خطر. |
| - Burası Britanya subayları için. - Bizim farkımız yok. | Open Subtitles | هذه استراحة للظباط البريطانيون لا يوجد فارق |
| İyi günler ve tüm iyi dileklerimle Britanyalı dostlarım. | Open Subtitles | يوم سعيد عليكم وكل الأشياء الطيبة أيها الأصدقاء البريطانيون |
| İngilizlere karşı direnişin yardımına koşmaya... mecbur olduğu bir adam. | Open Subtitles | ظهور رجل المقاومة ضد البريطانيون تشعر بأنها مضطرة للتجمع حوله |
| Manhattan istilası sırasında İngilizler burayı konaklama alanı olarak kullanıyordu. | Open Subtitles | لقد قام البريطانيون بأستخدامه كمكان للتجمع العسكري أثناء غزو منهاتن |
| İngilizlerle çalışacağım. | Open Subtitles | عندي البريطانيون |
| Kırmızı Urbalılar kanlı-canlı, nefes alan bir hedefe ateş etmekten çok mutlu olacaklardır. | Open Subtitles | البريطانيون سيكونوا سعداء بأطلاق النار على هدف حي يتنفس |