| Yaralıların bazılarının bağışıklığı vardı diğerleri de, dostum, değişiverdiler. | Open Subtitles | تعلم بعض المصابين كانو يقاومون البقيه فقط يتغيرون |
| - Ama bir kovan var, öyleyse bir mermi ateşlenmiş, ve diğerleri sıcaktan patlamış. | Open Subtitles | لقد اطلق رصاصه واحده واما البقيه فقد انفجرو من الحراره |
| Bradley tanklarının ikisi de bombalanmış, Gerisi küçük ateşli silahlarla alt edilmiş. | Open Subtitles | دبابتين "برادلي" تم إستهدافهما بعبوات ناسفه و البقيه قُتلوا بنيران الأسلحه الخفيفه |
| Gayri resmi rapora göre, düşmana %70 kayıp verdirdikten sonra, kalanlar geri çekilmiş. | Open Subtitles | تقارير الاشباح تشير انه اوقع خسائر في صفوف العدو بنسبه سبعون بالمائه و البقيه لاذوا بالفرار |
| Gerisini dinlemek için sabırsızlanıyorum ama tuvalete gitmem lazım. | Open Subtitles | لا يمكننى الانتظار لاسمع البقيه لكنى يجب ان اذهب لدوره المياه |
| Geri kalanları, yer bulana kadar dışarıya zincirleyin. | Open Subtitles | واترك البقيه مقيدين في الخارج حتى نجد مكان لهم جميعا |
| Ama yakında diğerlerini de gemilere yükledikleri yere götürecekler. | Open Subtitles | لكنهم سيرسلون القوات إلى هناك لأخذ البقيه |
| O zaman, en azından diğerleriyle birlikte oluruz. | Open Subtitles | اقله سوف نكون مع البقيه |
| diğerlerinden daha havalı olan bir öğle yemeği aralığı var mı? | Open Subtitles | أهنالك طاولة رائعه للغداء متميزه عن البقيه ؟ |
| Burada meydanda asın, böylece diğerleri de bilsin ki, ayaklananların sonu bu olacak. | Open Subtitles | هنا في ساحة القصر,حتى البقيه يعرفون ما القدر الذي ينتضرهم هؤلاء الذين يريدوا ان يثوروا ضدنا |
| İki parmağın ayrılması gibi basit kırıkların olduğu bazı kısımlar epey kolay gitse de diğerleri zordu. | Open Subtitles | بعض الاجزاء مثل تجبير أصبعين بكسر بسيط كان سهلاً للغايه ولكن البقيه لم يكن سهل مثل أصبعه الاوسط |
| Kukuletaları olmadan diğerleri için de tahminde bulun. | Open Subtitles | و ستستخرج الساحر. و ستخمن أصوات البقيه بلا قلنسواتهم الذكيه. |
| Sen de diğerleri gibisin, değil mi? Çok daha mutlu olurdun, eğer... | Open Subtitles | .. انت مثل البقيه, ستكون اسعد بكثير |
| Şirketimin ana damarlarını kurutacak ve Gerisi atacaksınız. | Open Subtitles | ستمتصون شركتى من رأس مالها وترمون البقيه |
| Kim olduğumuz o şekil bozukluğunun altındadır. Gerisi, önemli değil. | Open Subtitles | بالضبط، هذا ما يصوره التشوه، البقيه لا تهم |
| Bir kısmı aşağı katta uyuyor. Geri kalanlar burada. | Open Subtitles | البعض نائمون بالاسفل و البقيه هنا |
| Arada kalanlar nasıl yapılacağını bilmeyenlerdir. | Open Subtitles | و البقيه منهم لا يعرفون كيف يخذلونكِ |
| Gerisini çıkartmaya gerek yok. Gümüş organlarının içine girmiş. | Open Subtitles | لن يفيد استخراج البقيه من جسدة الفضة أخترقت أعضائه |
| Sizin kıymetli saydıklarınızı kurtarıp kalanları unutayım mı yani? | Open Subtitles | انقذ أولئك الذين تعتقدهم جديرين بالإنقاذ ثم ماذا، ننسى أمر البقيه وحسب؟ |
| Pekala, birinci çekimden her şeye şimdi bakayım. Şimdilik diğerlerini unutalım, tamam mı? | Open Subtitles | حسناّ قم بتحميض الصور الأولى واترك البقيه |
| O zaman, en azından diğerleriyle birlikte oluruz. | Open Subtitles | اقله سوف نكون مع البقيه |
| Nörotipikler bunu kabul etmeyecektir ama bazı insanlar diğerlerinden daha üstündür. | Open Subtitles | الطبيعيون لن يعترفو بذلك و لكن بعض الناس هم فقط أفضل من البقيه |
| FBI, Geri kalan dosyaları e-postayla gönderir göndermez küçük hippimiz kuş gibi şakımaya başlayacak. | Open Subtitles | قريبا عندما يقومون بارسال البقيه محب الجاز الصغير خاصتنا سيقوم بالغناء مثل الطائر |
| Bu nedenle Goa'uld, gençleri köleleştirdi ve geri kalanı öldürdü. | Open Subtitles | لهذا أبقى الجواؤلد على صغار السن كعبيد وقتلوا البقيه |
| Üç gemi daha dışarıda kaldı, ve diğerlerinin de oldukça arkasında kaldık. | Open Subtitles | ..ثلاث سفن أخرى قد أنسحبت .. وقد أصبحنا متأخرين عن البقيه |