| Tek fark ise, sonunda çocuk, bir şişe böcek ilacı içerek kendini öldürüyordu. | Open Subtitles | ماعدا، انه في النهايةِ , الولد يَقْتلُ نفسه بشَرِبه قنينة مِنْ سمِّ البقِّ. |
| Sonunda açtıklarında kapıdan milyonlarca böcek sel gibi akmaya başladı. | Open Subtitles | عندما هم أخيراً فَتحوه، جاءتْ ملايينُ البقِّ صَبّ خارج. . |
| Bilirsin, böcek, sıçan, arada bir papağan. | Open Subtitles | هم جميعاً يُحاولونَ إعْطائها أفضل هديةِ. مثل البقِّ... |
| Grissom ile birlikte birkaç kano gezisine çıkmıştık. Balayımızda, kano içinde böcek arıyorduk. | Open Subtitles | رَحلنَا بَحْث عن البقِّ في a زورق على شهرِ عسلنا. |
| Kendimden geçmişim. Bugs'ın içinde miyim? | Open Subtitles | انا اتقفل علي هَلْ أنا بداخل البقِّ أَو ماذا؟ |
| Birazdan seni Bugs'ın içine yerleştireceğiz. | Open Subtitles | سنبقيك داخل البقِّ في لحظة |
| Kocaman bir böcek olmalı. | Open Subtitles | ذلك كمية كبيرة من البقِّ الكبيرِ. |
| Alesia, böcek saldırısı altındayız, derhal tahliye talep ediyorum. | Open Subtitles | Alesia، نحن تحت البقِّ الهائلِ الهجوم، يَطْلبُ evac فوري. |
| John A. Warden böcek kontrolünde. | Open Subtitles | جون أي . مراقب تحت سيطرةِ البقِّ |