| bilardo oynuyordum, Larry'nin yerinde. Oraya gittiğimde saat 22:00 gibiydi. | Open Subtitles | كنت ألعب البلياردو في قاعة ليري وصلت هناك عند العاشرة |
| bilardo salonundaki kadın, insanların bir tür Kızılderili efsanesinden korktuklarını söyledi. | Open Subtitles | المرأة فى قاعة البلياردو قالت أن الجميع خائفون من أسطورة هندية |
| Sohbet bol ama ufak tefek hırsızlık ve bilardo sopası darbesi az. | Open Subtitles | الكثير من المحادثة , و القليل من السرقات و الضرب بعصا البلياردو |
| bilardo oynamak için geldim ama sanırım bu müessese kapanmış artık. | Open Subtitles | جئت لألعب بعض البلياردو لكن يبدو أنه قد تم إغلاق المكان |
| Bu duyguyu bilardo oynarken, yatarken, hatta sıçarken bile hissediyorum. | Open Subtitles | عندي رشاش تحت طاولة البلياردو وفي غرفة النوم وفي الحمام |
| bilardo masasının yanındaki alüminyum kaplama kendi mi oldu sanıyorsun? | Open Subtitles | أتعتقد بأن طاولة البلياردو وضعت الألمنويم على أطرافها بنفسها ؟ |
| Onun için kristal küre lazım Doug, bilardo toplarıyla olmaz. | Open Subtitles | نحتاج لكرة كريستالية من أجل ذلك وليس كرة البلياردو السوداء |
| Yarın başka bir dersimiz daha olacak ama burada işimiz bittiyse bilardo masasının orada biraz eğlenmek hoş bir çocuk var. | Open Subtitles | سنحظى بدرس اخر غدا, هذا ان كنتِ فرغتى من ذلك يوجد بعض الرجال الجذابين على طاوله البلياردو , ساذهب لالعب معهم |
| Ne yapacaksin, ona bir deste kart ile bilardo topu mu alacaksin? | Open Subtitles | و ما الذي فعلته ؟ جعلته يمارس الجنس و يلعب البلياردو ؟ |
| 6 yıl önce birbirlerini boğazlıyorlardı. Şimdiyse barda bilardo oynuyorlar. | Open Subtitles | قبل ستّ سنوات كانا يتشاجران والآن يلعبان البلياردو في حانة |
| Bahsettiğim şey, tıpkı bilardo topları ve hava tahminindeki gibi toplumla ilgili neler olup bittiğini anlamamıza yardım edecek denklemler yazılması. | TED | بل أقصد كتابة معادلات عن مجتمعنا ستساعدنا في فهم ما يجري حولنا بنفس أسلوب توقع كرات البلياردو أو التنبؤ بالطقس. |
| bilardo odası, saksılardaki yer solucanları ve cam kapaklarla doluydu. | TED | كان يملأ غرفة البلياردو خاصته بديدان الأرض في أوان بأغطية زجاجية. |
| Darwin de yer solucanlarını yoğun ölçüde inceleyerek rahatlamak için bilardo odasına giderdi. | TED | كان داروين يذهب إلى غرفة البلياردو للاسترخاء بدراسة ديدان الأرض بشكل مكثف. |
| Ne? Sevgilim, önce bilardo, şimdi de yürüyüş. | Open Subtitles | حبيبتى ، فى البداية كان البلياردو ، الآن ، التمشية |
| Sadece yetenekle, büyük paralarla 40 saat bilardo ya da poker oynanır mı dersin? | Open Subtitles | تظن أنه يمكنك لعب البلياردو علي الكثير أو بوكر لأربعين ساعة بسبب الموهبة فقط؟ |
| - Yani, Harvey henüz bilardo salonunda iken. - Yavaş ol, biraz da anlayayım! | Open Subtitles | ـ عندها كان هارفي يلعب البلياردو ـ انتظر لحظة ، سأفتحه لك |
| Babanla bir-iki bira içip, güzel bir bilardo oynadık. | Open Subtitles | شربت أنا وأبيك بعض البيرة ولعبنا شوط في البلياردو |
| "Hadi, hadi, hadi..." laflarıyla girersin bilardo salonuna. | Open Subtitles | أنت تسير إلى داخل غرفة البلياردو معتلكالحماســة.. فتجد الرجال يحاربون بعضهم البعض في محاولة هزيمتك |
| Evet, en azından benim bilardo oynayıp eğlenebileceğim bir odaları olacak | Open Subtitles | نعم، ولكنهما سيبنيان غرفة صغيرة جميلة حيث سيمكنني أن أستمتع وألعب البلياردو |
| Bilardoda mükemmel olmakla mükemmel bilardonun alakası yoktur. | Open Subtitles | التفوق في لعبة البلياردو لا يعني البلياردو الرائع |
| Ben bilardodan bahsediyordum ama neyse. | Open Subtitles | كنت أتحدث فقط عن لعبة البلياردو لكن لا يهم . حسناً لا بأس |
| - Havuz saat 01:00'de kapandı şef. - "Kontrol et" dedim, Sam! | Open Subtitles | ـ صالة البلياردو أقفلت عند الساعة الواحدة ـ تحقق منها يا سام كما أقول لك |
| Havuza gitmediniz mi, havuzda oyun oynamadınız mı, birbirinizin toplarını oradan oraya atmadınız mı? | Open Subtitles | أذهبتم إلى صالة البلياردو ولعبتم القليل من البلياردو وقمت بضرب كراتكم؟ |
| Bence siz, benim bilardoyu esaslı oynadığımı öğreneceksiniz. | Open Subtitles | أعتقد أنك ستجدني ألعب البلياردو بعقل كامل |
| Daha birkaç saatin var. Bir iki el bilardoya ne dersin? | Open Subtitles | لكن لدينا بعض الساعات لنلعب بعض البلياردو |