| portal, uzayın içinde bir kapı yaratıyor ve biz az önce o kapıyı açtık. | Open Subtitles | البوّابة تخلقُ باباً في نسيج الفضاء و نحن أحدثنا فيه صدعاً للتو |
| kapıyı açıp fişekleri ateşleyeceğim. Onları başka bir yere götürmeye çalışacağım. | Open Subtitles | سأفتح البوّابة وأطلق الشعلات وأحاول إبعادهم لمكان ما |
| Evet ama Geçit, sadece ay en tepeye ulaştığında açılırmış. | Open Subtitles | أجل، ولكنْ لا تُفتح البوّابة إلّا عندما يصل القمر لذروته |
| Kaufman Villick'i al, Reed ve Sherman geçidi koruyun... ve Binbaşı sen McKay'yi al. | Open Subtitles | كوفلن يرافق بيليك. ريد و شيرسان البوّابة. والرائد يبقى مع ماكاى. |
| Muhtemelen portal düzeneğinde yaptığımız ilerlemeyi görmek istiyorsunuzdur. | Open Subtitles | قطعتما كلّ هذه المسافة و قد ترغبان برؤية التقدّم الذي أحرزناه على البوّابة |
| Altıncı kamera kaçamadıkları tek kamera. kapı açık bir şekilde görüşü engellemiş. | Open Subtitles | السادسة، الكاميرا الوحيدة التي لايمكنهم تجنّبها، حسناً، تمّ حجبها بعناية بواسطة البوّابة |
| Eğer ön kapıdan çıkmayacaksak, en başa döndük demektir. | Open Subtitles | إن لم نتجاوز البوّابة الأماميّة فسنعود إلى نقطة البداية |
| Kapatın Kapıları! Kralın emriyle kapalı kalacak. | Open Subtitles | أغلقوا البوّابة وأبقوها مغلقة بأمر الملك |
| Silahlarını bırakırlarsa kapıyı açarız ancak. | Open Subtitles | ليتخلّوا عن أسلحتهم، عندئذٍ نفتح البوّابة. |
| Tabii telefonu almak için içeri girmeseydim veya kapıyı kilitli bıraksaydım. | Open Subtitles | وإن لم أهرع عائدة للردّ على الهاتف! وإن أقفلتُ البوّابة! |
| Ben otobüse atlayıp, kapıyı yıkalım diyorum. Sonuçta bir-iki kurşun yiyeceğiz ama... | Open Subtitles | لذا أقول أن نركب تلكَ المركبة ونحطّم البوّابة أعني، سنتخذ بضع جولات بهذه العملية، ولكن... |
| Gün batıp Geçit kapanana kimse oradan çıkmayacak, sonra da kimse gidemeyecek. | Open Subtitles | لن يخرج أحد قبل المغيب حين تُغلق البوّابة وعندها لن يرحل أحد |
| Elimde olmayan tek şey Geçit adresi ve birkaç çeviremediğim pasaj. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي ينقصني هوّ إحداثيات البوّابة وثمّة بعض المقتطفات لم أقدر على ترجمتها |
| Tüm müttefiklerimiz ve bu üsteki diğer herkes süper geçidi aramakla meşgul. | Open Subtitles | سيحاول كل حليف وكل شخص في هذه القاعدة إيجاد البوّابة الخارقة |
| geçidi yok ettiğimizde Gözcülerden biri yaptı. Önemli değil. | Open Subtitles | رصدني أحد المُلاحظين عندما جعلنا البوّابة تنهار. |
| Size sunduğum şey, belki de ölümsüzlüğe açılan bir kapı. | Open Subtitles | ما سأعرضه عليكم ربما يصبج البوّابة إلى الخلود |
| Ama onlar kapıdan geçip onu bulmama engel oluyorlar. | Open Subtitles | لكنّهم منعوني من دخول البوّابة للبحث عنه |
| Kapıları açın. Kapıları açın! | Open Subtitles | افتح البوّابة امسك البوّابة |
| Şu an verileri analiz ediyorlar ve bizi portalın bulunduğu yere yönlendirebilir. | Open Subtitles | يقومون الآن بتحليل المعلومات و قد يدلّنا على موقعِ جهازِ البوّابة |
| ...ama geçitten oraya bir bilim ekibi gönderirsek. | Open Subtitles | لكن إن أرسلنا فريقًا عمليًا إلى هناك، عبر البوّابة |
| Binbaşı geçide gidip destek için telsizle haber vermemi söyledi. | Open Subtitles | طلب مني الرائد التوجّه إلى البوّابة لأطلب المساندة |
| Güvenlik kapısında ve içeride birer koruma görevlisi var. | Open Subtitles | هناك حارسٌ عند البوّابة و آخرُ في الداخل... |
| Efendim, polislerinizi kapıya koyamaz mısınız? | Open Subtitles | ممكن أن تضع الشّرطة على البوّابة سيّدي ؟ |
| Güzel. Üstümü başımı temizleyeyim de 15-20 dakika sonra falan ana kapının orada buluşuruz. | Open Subtitles | جيّدٌ، حسنٌ، دعيني أُنظّف نفسي، وسأقابلكِ عند البوّابة الرئيسيّة في غضون 15 أو 20 دقيقة |
| Güney kapısı'nda, senden bolca hareket bekliyoruz. Gürültü koparmaya çalış. | Open Subtitles | نحتاج أن تصنع تمويهاً عند البوّابة الجنوبية، اصدر بعض الجلبة. |
| Affedersiniz, sizinle Kapıda buluşacaktım. | Open Subtitles | نعم، ذلك كان أنا آسف، قصدتُ أن ألقاك عند البوّابة |