| Hadisene oğlum, Bu Yumurta için Almanlara ne verdin? | Open Subtitles | قل لنا يا ملك التبادل ماذا اعطيت الالمان ليعطوك البيضه ؟ |
| İksir için Yumurta kabuğunu aldık. | Open Subtitles | لقد وجدنا قشره البيضه التى ستجعل الجرعه فعاله |
| Bu yıl açık arttırmaya çıkan dördüncü Yumurta. | Open Subtitles | تلك البيضه التى يتم عمل مزاد عليها هذا العام |
| Yerinde olsam, o yumurtayı başka bir yerde yerdim. | Open Subtitles | لو كنت مكانك لكلت البيضه فى مكان اخر.تحت الثكنه مثلا |
| Londra'daki dostlarımıza söyleyeceğim, gerçek yumurtayı geri almalıyız. | Open Subtitles | سأبلغ رجالنا فى لندن بأنه يجب استعادة البيضه الأصليه |
| yumurtalar hakkında fikrim yok, fakat "iki kuş uçtu"2 komplocuyu ifade ediyor. | Open Subtitles | لا فكرة لدي عن البيضه , لكن بخصوص طيران الطائران تشير الى أثنين من المتأمرين |
| Tek elle kırılmış yumurtanın tavadaki o cızırtısı. | Open Subtitles | إنه فقط صوت طشيش البيضه على المقلاة التقليب بيد واحده |
| Hırsızın işi bitmiş, ama Yumurta nehirde kaybolmuş. | Open Subtitles | لقد تعاملنا مع السارق ولكننا فقدنا البيضه فى النهر |
| Gitmeden Yumurta için makbuz imzala. O artık devlet malı. | Open Subtitles | يجب أن توقع على إيصال بهذه البيضه قبل ذهابك انها ملكيه حكوميه الآن |
| Yumurta olduklarında çatlamaları için onları bir sahile bırakırız, sonra onlar büyük maviye giden yolu bulurlar. | Open Subtitles | الرجال الصغار كانوا مجرد بيض نحن نضعهم على الشاطىء حتى يفقسوا وبعد ذلك , تفقس البيضه |
| Yumurta, sergiye çıkmadan önceki cumartesi 6:45'te Roma'ya geldi. | Open Subtitles | َوصلت البيضه إلى روما في 6: 45 مساء السبت قبل العرض |
| O Yumurta bana gönderildi. Alacağım risklere ben karar veririm. Sen değil. | Open Subtitles | البيضه ارسلت لي وانا ساحدد المخاطر , وليس أنت |
| Kafa yerine koca bir Yumurta taşıdığı için. | Open Subtitles | لانه يمتلك شيئا بحجم .البيضه الكبيره في رأسه |
| Silahı kaldır da bidonu getir, Yumurta. | Open Subtitles | .أبعد ذلك الشيء أيها البيضه, أجلب علبة البنزين |
| Bir Yumurta, bu sıska tilki için zengin bir yemektir. | Open Subtitles | البيضه تعتبر وجبه غنيه لهذا الثعلب اللحمي |
| Yumurta kırmadan koIej yapıImaz. | Open Subtitles | لا يمكنك عمل كليه بدون كسر رأس البيضه |
| Yumurta kafaları kırmadan üniversite yapamazsın. | Open Subtitles | لا يمكنك عمل كليه بدون كسر رأس البيضه |
| Bazı dinler yumurtayı, ruhun sembolü olarak kabul eder, biliyor muydunuz? | Open Subtitles | بعض الديانات تعتقد أن البيضه هى أصل الروح... أتعرف ذلك ؟ |
| Sullivan, sen öne geç. Eğer yumurtayı tutuyorsa, ateş etme. | Open Subtitles | سوليفان ,أنتي أذهبي للأمام أذا كان يمسك البيضه, لا تطلقي النار |
| Çiçekçi dekoratif yumurtayı 6:45 gibi çatıya getirecek. | Open Subtitles | بائع الزهور هو من سيقوم بأحضار البيضه المزخرفه الى السطح في الساعة 6: 45 |
| İçine para koyduğun yumurtayı kayıp mı ettin? | Open Subtitles | هل أضعت البيضه التي وضعت الدولار بداخلها ؟ |
| "yumurtalar yer değiştirdi. İki kuş uçtu." | Open Subtitles | تم تبديل البيضه عصفورين سيقومان بالرحله |
| Aktaion sana yumurtanın ne olduğunu söylemişti? | Open Subtitles | وهل اخبرك الاكتايون ماذا تكون البيضه ؟ |