| Ted, burada kalmak istemiyorum. | Open Subtitles | عندما اعيد تقييمهم،سوف اعلّمُهم البيسبولَ. تيد ,لا اريدْ البَقاء هنا. |
| Bayan MacLean, siz ve kızınız akşam yemeği için kalmak ister misiniz ? | Open Subtitles | سيدة ماكلين، هل تحبون أنت وابنتك البَقاء للعشاء؟ |
| Ama o Paris'te çalışmak istedi, bense burada kalmak. | Open Subtitles | لَكنَّها أرادتْ العَمَل في باريس وأنا أردتُ البَقاء هنا. |
| Üç Vatos Locos öfkeyle dolu... s.kici bir savaş meydanında hayatta kalmaya çalışan. | Open Subtitles | ثلاثة من الأخوة يُحاولون البَقاء' في منطقة حربِ |
| Sakin ol. Sessiz kalma hakkın var. | Open Subtitles | فقط إسترخي لديك الحقُّ في البَقاء صامتاً |
| Onu gitmesi için zorladığımda gidebilirdi... ama o güvenliğimiz için bizimle kalmayı seçti. | Open Subtitles | هو كان يمكن ان يذهب، وأنا حثثته للذِهاب. إختارَ البَقاء وساعدنا بالخلاص. |
| Burada Ray ile beraberdim, ona hala kızgın görünmeye çalışıyordum, ama Allah biliyor ya daha fazla ona kızgın kalamam. | Open Subtitles | كُنْتُ هنا مَع راي وأنا أُحاولُ البَقاء غاضب مِنْه، لكن يعلم اللَّهُ أني لا أَستطيعُ البقاء غاضبة مِنْ ذلك الولدِ |
| Üç bidonla aşağıda kalamaz. | Open Subtitles | لن يَستطيعُ البَقاء بالأسفل بثلاثة براميلِ عليه. |
| kalmak isteyenler için isteğe bağlı. | Open Subtitles | الذي إختياريُ لأي واحد الذي يُريدُ البَقاء. |
| Sana söz veriyorum, Yerde kalmak isteyeceksin. | Open Subtitles | أعِدُك، أنك سوف تُريدُ البَقاء على الأرض |
| Ama itiraf etmeliyim, burada gerekenden daha fazla kalmak istemiyorum. | Open Subtitles | لكن عليَّ إخبارَكِ لا أُريدُ البَقاء في هذا المَكان أكثَر مِن اللازِم |
| Ve eğer hayatta kalmak istiyorsa senin yardımına ihtiyacı var. | Open Subtitles | وهو يَحتاجُ مساعدتَكَ إذا يَتمنّى البَقاء. |
| Londra'dayken orada kalmak isteyeceğini düşündüm. | Open Subtitles | فكّرَك قَدْ تُريدُ البَقاء هناك بينما أنت في لندن. |
| Kardinal Campeggio dedi ki; İngiltere'ye dönmek değil, Roma'da kalmak istiyormuşsun. | Open Subtitles | كاردينال كامبيجو قال لي بِأنك تُريد البَقاء في رُوما |
| Selam, Dale. Daha önce arayamadığım için üzgünüm, tatlım. Birkaç gün daha şehirde kalmaya karar verdik. | Open Subtitles | اسفه لانني لم اتصل بك قريبا لكننا قررنا البَقاء في المدينةَ يومانَ اضافيان |
| Sadece belanın dışında kalmaya çalışıyorum. Hepsi bu. | Open Subtitles | النظرة أَنا فَقَطْ أُحاولُ البَقاء بعيدا عن المشاكل |
| El Salvador'da doğan bir bebeğin hayatta kalma şansı Detroit'te doğan bir çocuğun şansından fazla. | Open Subtitles | طفلرضيعولدفيالسلفادور لَهُ فرصة أفضل مِنْ البَقاء مِنْطفلرضيعولد فيديترويت. |
| - Sessiz kalma hakkına sahipsiniz. | Open Subtitles | لك حقّ البَقاء صامتِا. |
| Dünya'da kalmayı deneyelim olur mu? | Open Subtitles | دعنا نُحاولُ البَقاء على كوكب الأرضِ هنا، هل نحن،وليام؟ |
| Bu gece holdingdeki hücrede kalmayı kabul etti, ama oldukça korkmuş durumda. | Open Subtitles | أوه، وافقَت على البَقاء داخل الزنزانة المحصّنة اللّيلة |
| Aslında daha fazla kalamam. | Open Subtitles | في الحقيقة، أنا لا أَستطيعُ البَقاء. أنا عِنْدي مجيئ رجلِ السلكَ. |
| Buraya yakın hiçbir yerde kalamaz. | Open Subtitles | هي لا تَستطيعُ البَقاء أي مكان قريباً من هنا. |
| Buraya gelip benimle televizyon izleyebilirsin ama... - ...burada kalamazsın. | Open Subtitles | أنت يُمْكِنُ أَنْ تَجيءَ هنا وتُشاهدُ تلفزيوناً مَعي، لَكنَّك لا تَستطيعُ البَقاء هنا. |
| Çok hoş ama kalamayacağım. | Open Subtitles | أوه، هذا حلوُّ جداً، لَكنِّي لا أَستطيعُ البَقاء. |