| -Evet öyle Muhtemelen... emin olmak için | Open Subtitles | أعنيّ, غالباً إنهُ لِيّ, لكِني أردت التأكُد فقط |
| Evet, bu sabah beni aradı, iyi olduğumdan emin olmak istemiş. | Open Subtitles | نعم ، إتصلت بي هذا الصباح ... أرادت التأكُد أنني بخير |
| Dışarıda karşı karşıya kalacağın her şeye hazır olduğundan emin olmamız gerek. | Open Subtitles | علينا التأكُد أنَّكِ جاهزة لأي شيء قد تواجهينه في الخارج. |
| Bay Weenie'nin kurt adam olduğundan emin olmak istiyorsak onu çaktırmadan gözlemlemeliyiz. | Open Subtitles | إذا أردنا التأكُد مِن أنَّ السيد ويني هو المُستذئبُ علينا أن نُراقبهُ بدون أن يُلاحظنا |
| Birisi bunun gerçekleşmesine emin olmak istiyor. | Open Subtitles | أحدهم يود التأكُد بأن يحصل هذا |
| Üzgünüm, ısırılmadığından emin olmak istiyorum. | Open Subtitles | أسفة ، عليَّ التأكُد أنك لَم تُعض. |
| Bir çoğunuzun annemi bildiğini biliyorum sadece siz çocukların da bildiğine emin olmak istedim. | Open Subtitles | "أنا أعلّم بأن الكثيّر منكُم يعرفوّن أُمي". "و أردتُ فقط التأكُد من أن تعلّموا بذلكَ يا رفاق". |
| Hala müttefik arayışında olduğunuzdan emin olmak istedi. | Open Subtitles | أرادك التأكُد أنكَ مازلت تريد حليف. |
| emin olmam lazım. Onların iyi olduklarından emin olmam lazım. | Open Subtitles | أريد التأكُد من سلامتهم. |
| Adam ile Cassie'nin ilişkiyi ikinci aşama getirmediklerinden emin olman gerekiyordu değil mi? | Open Subtitles | تحتّم عليكَ التأكُد من أن (آدم) و(كاسي) لن يصلا إلي هدفهما. |
| - Benim olduğuna emin olmak için | Open Subtitles | -أريد التأكُد أنها ليَ |