| İlk fizyolojik kuram bulaşıcı esnemenin belirli bir uyarıcıyı - ilk esnemeyi - takiben harekete geçtiğini öne sürmektedir. | TED | الفرضية الفسيولوجية الأولى تقول أن التثاؤب المعدي يتم تشغيله بواسطة حافز محدد، هو التثاؤب الأولي. |
| Araştırmalar esnemenin can sıkıntısını artırtığını gösteriyor. | Open Subtitles | كما تعرفون ، الدراسات تظهر أن التثاؤب في الحقيقة يزيد الملل |
| Bu araştırmayı takiben, insan ve primatlar üzerinde yapılan diğer çalışmalar da bulaşıcı esnemenin yabancılara oranla arkadaşlar arasında daha sık ortaya çıktığını gösterdi. | TED | بعد هذا البحث، بدأت دراسات أخرى على البشر والقرود وقد أظهرت أيضا أن التثاؤب المعدي يحدث بشكل متكرر أكثر بين الأصدقاء من الغرباء. |
| esneme bazı anti depresanların yan etkisidir belli ki birini kullanıyorsun. | Open Subtitles | التثاؤب أحد الأعراض الجانبية لمضادات الاكتئاب التي تتناولها على ما يبدو |
| Ayrıca şunu da biliyoruz ki esneme bulaşıcılığına hassas olan insanlar oldukça empatiye sahipler. | TED | وكذلك، فإن الناس الذين لديهم الكثير من عدوى التثاؤب هم متعاطفون للغاية. |
| Bu çalışma, köpeklerin salt insan esneme sesini duyduklarında esneme rekleksi geliştirdiklerini göstermek amacıyla hazırlandı. | TED | تم إعداد هذه الدراسة لتاكيد أن الكلاب سوف تتثاءب بنفس نمط صوت التثاؤب البشري. |
| Esnemek gibi bulaşıcılar. | Open Subtitles | كما أن التثاؤب معدي |
| Esnememi mi kastediyorsun? | Open Subtitles | -ماذا؟ تعني التثاؤب |
| Bulaşıcı esnemenin bu empati kapasitesine bağlı olduğunu kanıtlamaya çalışan yeni bilimsel çalışmalar bulunsa da, tam olarak ne olduğunu ortaya çıkarmak için daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyulmaktadır. | TED | ومع ذلك، في حين تهدف أحدث الدراسات العلمية لإثبات أن التثاؤب المعدي يستند على القدرة على التعاطف، هناك حاجة إلى إجراء مزيد من البحوث لإلقاء الضوء على ما يحدث بالضبط. |
| Lütfen bana esnemenin Hindistan'a özel işaret olduğu falan söyle. | Open Subtitles | من فضلك أخبرني بأن التثاؤب علامةٌ على الاستمتاع في "الهند" أو أي دولة أخرى |
| (Gülüşmeler) Hepinizin bildiği esnemenin bulaşıcı olması -- belki de birazdan esnemeye başlayacaksınız -- diğer hayvanlarla paylaştığımız bir özellik. | TED | (ضحك) إذن عدوى التثاؤب والتي أنتم جميعا مطلعون عليها -- وربما قد تبدؤون في التثاؤب قريبا الآن -- هو أمر نتشارك فيه مع حيوانات أخرى. |
| O esneme ile... yenilgimin bir zafere dönüştüğünü gördüm. | Open Subtitles | بهذا التثاؤب.. رأيت هزيمتي تتحول الى نصر. |
| esneme yorgunluk ve kolinerjik uyarının semptomudur. | Open Subtitles | التثاؤب أحد أعراض الإجهاد أو علامات إفراز الأسيتل كولين |
| Bulaşıcı bir his olabilir. Tıpkı esneme gibi. Yapma Walter. | Open Subtitles | ربّما كانت نوبة تعاطفية، معدية مثل التثاؤب. |
| Bulaşıcı bir his olabilir. Tıpkı esneme gibi. | Open Subtitles | ربّما كانت نوبة تعاطفية، معدية مثل التثاؤب. |
| Bu kurama empatik esneme diyeceğiz. | TED | وسوف نسميها التثاؤب التعاطفي. |
| Esnemek bulaşıcı. | Open Subtitles | التثاؤب معدي |
| Esnememi mi kastediyorsun? | Open Subtitles | التثاؤب |