| Budizm aklın doğasının 2500 yıllık deneysel gözleminden başka nedir ki? | TED | أوليست البوذية عبارة عن 2500 سنة من الملاحظة التجريبية كطبيعة العقل.؟ |
| Onun üstünde bir sürü deneysel uyuşturucu kullandılar. İlkokula bile gidemez dediler. | Open Subtitles | استخدموا معها الكثير من العقاقير التجريبية الأطباء لم يعتقدوا أنه يمكن شفاؤها |
| Ben daha çok casus uydu ya da deneysel teknolojiyi düşünüyordum. | Open Subtitles | لقد كنت أفكر في أشياء مثل أقمار التجسس أو التقنيات التجريبية |
| Birkaç deneme fotoğrafı çek. Sanırım bu bizim Lola adamımız. | Open Subtitles | خذي بعض من الصور التجريبية أعتقد انه هو رجل لولا |
| Tarihimizde de geleneğimizde de bu yok, ...ayrıca bu hâlâ deneme safhasında. | Open Subtitles | ليس هناك تاريخ أو ماذي لهذا وهي ما زالت في مراحلها التجريبية |
| iPad pilot Program denen bazı programlar var ve bazı bölgelerde bulunuyor. | TED | وهنا هذه البرامج التي تدعى برامج الآيباد التجريبية والتي تم تطبيقها في بعض المناطق |
| deneysel steroidleriyle hoplayıp zıplayan Eczacılık bölümü orayı kontrol ediyor. | Open Subtitles | قسم الصيدلة يحتلها، جميعهم أقوياء بسبب المنشطات التجريبية التي يتعاطونها |
| Bizimki deneysel bilginin önemini genellikle düşüren öznel bir meslek. | Open Subtitles | مهنتنا هي مهنة شخصية غالباً ما تهمّش أهمية البيانات التجريبية |
| Belki de bir çeşit deneysel zanaat o geride kaldı. | Open Subtitles | ربما هو نوع من التجريبية الحرفية التي حصلت تركت وراءها |
| Sadece çok küçük bir yarıktan bir dizi deneysel teknikler bulabildiler. | TED | ومن خلال فتحة صغيرة كانوا قادرين على إيجاد الملجأ باستخدام مجموعة من التكنولوجيا التجريبية. |
| Peki, laboratuvarımdan elde ettiğim bazı deneysel verileri paylaşmama izin verin. | TED | إذن دعوني الآن أشارككم بعض البيانات التجريبية التي تحصلت عليها من معملي. |
| En eski deneysel ekimlerimin bazıları 30 yaşın üzerinde. | TED | الآن، عُمر بعض أقدم المشاتل التجريبية التي قمتُ بها أكثر من 30 عاماً. |
| deneysel bilim hep bu olgularla çevrelenmiştir. | TED | لكن العلوم التجريبية كانت مرتبطة بكل هذه الأشياء. |
| Ve sonuç olarak bir kanser doktoru olarak kızımın artriti için deneysel tedavileri takip ediyordum, bunlara ihtiyacı olursa diye. | TED | وبالتالي، كنت أُتابع بصفتي طبيب سرطان، العلاجات التجريبية لإلتهاب المفاصل لابنتي، تحسباً إن احتاجت إليهم. |
| Saha araştırmalarından ve laboratuvarlardaki deneysel çalışmalardan biliyoruz. | TED | نعلم من الدراسات الميدانية وكذلك من الدراسات التجريبية في المعامل، |
| Manchester'daki deneme maçını soruyorum. | Open Subtitles | اننى اتساءل عن المباراة التجريبية فى مانشيستر |
| Saat 12'de deneme Erkek Lisesini gezeceksiniz. | Open Subtitles | فى الساعة الثانية عشرة , ستزور المدرسة التجريبية للأطفال |
| Dün Amerikalılar deneme çekimine aldılar beni. | Open Subtitles | بالأمس أعطاني الأمريكاني النسخة التجريبية |
| pilot bölgesi bittiğinde, birliğe üye olmak isteyen binlerce okul vardı. | TED | وبمجرد الانتهاء من الفترة التجريبية, أصبح لدينا أسماءً لآلاف المدارس التي ترغب في الانضمام إلينا. |
| Yeni jenerasyon EVA'lar ve donanımlarının üretilebilmesi için kullanılan bir test tipi birim. | Open Subtitles | كان وحدة التجريبية تهدف إلى الحصول على البيانات لتطوير الجيل المقبل من إيفا. |
| Ben biraz daha ilkelim, Google Translate'in beta versiyonu gibi. | TED | و أنا بدائيةٌ قليلًا كنسخة مترجم غوغل التجريبية. |
| Onlarla görüştüğüm zaman onunla beraber deney makinesini de yollayabilir misin? | Open Subtitles | هل يمكنك أن ترسله مع الاله التجريبية كمجموعة حالما اتصل بهم ؟ |
| NASA'daki görevimiz, deneyleri ve modelleri analiz edip daha iyi bir kapalı fotobioreaktör karşımı elde etmektir. | TED | عملنا في ناسا هو إجراء الأعمال التجريبية و الحاسوبية و القيام بدمج أفضل للمفاعلات المغلقة. |
| Bu yüzden de pilotluk yapmayı seçtim." | Open Subtitles | لذا تعلمت أن أُقلع بالطائرة التجريبية..." |