| Şimdi ise merkezdeki alan ilk kez büyük toplantılar ve birebir görüşmelerde kullanılıyor. | TED | والآن تناسب المساحة الدائرية التجمعات الاجتماعية الكبيرة و مكاناً للقاء الأشخاص مباشرةً للمرة الأولى. |
| Daha sonrasında toplantılar düzenlemek, seçmenleri kaydetmek, yeni kulüplere katılmak ve yeni arkadaşlar edinmek için organize oluyoruz. | TED | بعدئد، نشكل دوائر لتنظيم التجمعات وتسجيل الناخبين، والانضمام لأندية جديدة وتكوين صداقات جديدة. |
| Ayrıca kendi derslerini verip toplantılara katılarak Güney Amerika boyunca seyahat etti. | TED | حيث سافر إلى جنوب أمريكا لحضور التجمعات السياسية لالقاء الخطابات الخاصة به. |
| Ama 16 yaşına gelince babam toplantılara katılmamı istemedi. | TED | ولكن، حين كنت بعمر 16، طلب مني والدي التوقف عن ارتياد تلك التجمعات العمومية معه. |
| Peki. O mitinglerde huzur bozucu inançlara sahip kimseyi fark ettiniz mi? | Open Subtitles | صحيح هل كنت على علم بأي شخص في هذه التجمعات |
| Sanırım toplantılardan birisi seks bağımlıları içindi ama emin değilim. | Open Subtitles | إحدى التجمعات كانت حول الجنس، لكن لست متأكد |
| Askeri hükümetin, 1067 nolu yasası her türlü toplantı ve töreni yasaklar. | Open Subtitles | .. القانون ١٠٦٧ للحكومة العسكرية يمنع التجمعات والمسيرات |
| Alkolik, otkolik toplantılarına gittim. Eskiden katıldığım tüm "olik"lere baktım. | Open Subtitles | اعتدت ارتياد تجمعات المدمنين، في كل التجمعات التي تُعنى بالفطام |
| Kayağa binmeler, balolar toplantılar ve danslar. | Open Subtitles | وقت لركوب الزلاجات ووقت للحفلات الراقصة و للجمعيات و التجمعات |
| İzinsiz ayinler ve toplantılar yapmak yasaklanmıştır! | Open Subtitles | كل المراسيم و التجمعات و غيرها ممنوع |
| Böyle büyük toplantılar zararlı olur. | Open Subtitles | التجمعات الكبيرة كهذه فكرة سيئة |
| Bir yardım organizasyonunu yönetiyordu ve ben de onunla birlikte politik ve sosyal toplantılara katılır, ahalinin sosyal ve ekonomik problemler hakkındaki konuşmalarını dinlerdim. | TED | كان يترأس منظمة خيرية، وكنت أذهب معه إلى التجمعات الاجتماعية والسياسية للاستماع والتحدث مع رجال المجتمع المحلي حول المشكلات الاجتماعية والسياسية. |
| Babası bu toplantılara katılmaz. | Open Subtitles | والده لا يشارك في التجمعات |
| Babası bu toplantılara katılmaz. | Open Subtitles | والده لا يشارك في التجمعات |
| O mitinglerde huzur bozucu inançlara sahip kimseyi fark ettiniz mi? | Open Subtitles | أم هل كنت على علم بأي شخص في هذه التجمعات الذي عقد معتقدات تخريبية؟ |
| Ve hepimizin bir araya geldiği ve zengin ailelerimizin küçük kopyaları gibi davrandığımız aptal toplantılardan nefret ediyorum. | Open Subtitles | وأنا أكره هذه التجمعات الغبية حيث علينا جميعا ان نجتمع معاً وأن نتصرف كما لو اننا نسخ مصغرة |
| Her türlü toplantı yasaklanmış durumda, Bay Kessler. | Open Subtitles | التجمعات ممنوعة ، سيد كيسلر |
| Fakat gerçek şu ki: Amy'yi onurlandıran aile toplantılarına, düğünlere ve etkinliklere katılmak, her ne kadar sevgi dolu olsalar da, katlanması çok zordu. | TED | ولكن ها هي الحقيقة: تلك التجمعات العائلية، حضور زفاف وفعاليات علي شرف إيمي، بمحبة كما هي، كل هذا كان من الصعب تحمله. |
| Orada mıydı? Hayır, Hanımım, bu tür aile toplantılarına gelmez. | Open Subtitles | لا يا سيدتي، فهو لا يأتي لتلك التجمعات العائلية |