| Onunla konuşmak istiyorum. Anlatacağım o kadar çok şey var ki. | Open Subtitles | أريد التحدث معها فحسب, هناك الكثير من الأمور علي إخبارها بها. |
| Onunla konuşmak faydasız ama bu sabah mahkemeye gitti ve güldü, o yalnız güldü. | Open Subtitles | التحدث معها بلا جدوة، لَكنَّها ذَهبتْ إلى السْمعُ هذا الصباحِ وضَحكَ، ضَحكتْ لوحدها. |
| Cukor bile Onunla konuşmak istediğinde Newcomb'a gidiyordu. | Open Subtitles | حتى لو أراد جورج كيكور التحدث معها يجب أن يمر الأمر خلال بــات نيوكومب |
| Onunla konuşmaya çalıştığın için, bir yerlerde, muhtemelen bir çöp varili içinde mahcup, mahcup oturuyordur. | Open Subtitles | من المحتمل انها تجلس في حاويه القمامه خجوله لانك حاولت التحدث معها |
| Beş dakikadır bekliyorum. Hemen Onunla konuşmam gerekiyor! | Open Subtitles | لقد كنت محتجزة لخمس دقائق اريد التحدث معها الآن |
| İtiraf ettiğimi söylemek için Onunla konuşabilir miyim? | Open Subtitles | بما أنني أعترفت ألا يمكن على الأقل التحدث معها ؟ |
| Onunla konuşmak, denizde yüzerken devasa bir denizanasının sürekli sana çarpması gibi. | Open Subtitles | التحدث معها مثل العوم في البحر، و اللدغ كل مرة من قنديل البحر. |
| Onunla konuşmak isteyeceğimi aklına getiremedin mi? | Open Subtitles | الم تعتقد ان من الممكن ان اريد التحدث معها |
| Annemi görmek istiyorum, Onunla konuşmak istiyorum, gerçekten konuşmak. | Open Subtitles | أريد رؤية أمي أريد الحديث معها، بحقٍ أريد التحدث معها |
| Tek söyleyeceğin şey, bir öğrencisinin velisi olduğun ve Onunla konuşmak istediğin. | Open Subtitles | ..قُل لها أنك والد أحد طلابها و تريد التحدث معها |
| Her neyse, oraya geliyorum ve Onunla konuşmak istiyorum. | Open Subtitles | على أي حال، أنا في طريقي أريد التحدث معها |
| Kötü. - Çok kötü. - Lütfen ona, Onunla konuşmak istediğimi söyle. | Open Subtitles | جدا سيئة حسنا أخبريها أنني أود التحدث معها |
| Hayır Onunla konuşmak için sabredemedin bence. Yerleşmesine izin versen. | Open Subtitles | لا ، لم تستطيعي مقاومة التحدث معها ماذا لو أجابت ؟ |
| Onunla konuşmaya çalışacağım yerde seninle konuşuyorum. | Open Subtitles | أتحدث معك في الوقت الذي علي أن أحاول التحدث معها |
| Önümüzdeki günlerde Onunla konuşmaya çalışacağım. | Open Subtitles | صحيح,في أحد الأيام سأكون قادرا على ضبط أعصابي و التحدث معها |
| Güven bana. Onunla konuşmam bittiğinde sadece suçunu itiraf etmekle kalmayacak ona bir dolap bile satmış olacağım belki. | Open Subtitles | ثقي بي , عندما أنتهي التحدث معها ليس فقط ستعترف بالجريمة |
| Lütfen Onunla konuşmam gerek. | Open Subtitles | .لا يمكنّي أن أدعك تريها .رجاءً, أحتاج إلى التحدث معها |
| Bir saniyeliğine Onunla konuşabilir miyim? | Open Subtitles | هل يمكنني التحدث معها للحظة أريد فقط سماع صوتها |
| Oraya gidip Onunla konuşabilir misin? | Open Subtitles | هل يمكنكِ الذهاب هناك و التحدث معها ؟ |
| Eğer anne ve babası ziyarete gelirse Onunla konuşmayı bırakmamalarını söyleyin, tamam mı? | Open Subtitles | عندما لها أمي وأبي يأتون لزيارة ، نقول لهم لا لوقف التحدث معها ، حسنا؟ |
| Kız ne kadar ateşliyse, o kadar yalnızdır. Çünkü birçok erkek onunla konuşmaktan çekinir. | Open Subtitles | كلما كانت الفتاة أجمل, كلما كانت أكثر وحدة لأن معظم الفتيان خائفين من التحدث معها |
| Ama artık her şeyi bildiği için onunla konuşman kolaylaşacak. | Open Subtitles | ولكن ، بما أنها باتت تعلم الآن سيكون من الأسهل عليكِ التحدث معها أنا أتحدث معها؟ |
| Bebeğim, Onunla konuşmamı ister misin? | Open Subtitles | أتريدين مني التحدث معها ؟ |
| Onunla konuşmamız lazım, onu arar mısın? | Open Subtitles | .علينا التحدث معها رجاءاً إتصل بها |
| Programına bir sürü konuk alması gerekecek, bir de onunla konuş. | Open Subtitles | إنها تحاول الحصول على الكثير من الضيوف، لذا يجب عليك التحدث معها |
| Yani onunla konuşabilirsin ama benim hakkımda değil. | Open Subtitles | أعني، يمكنك التحدث معها ولكن ليس عني |