| meydan okuma dersleri her zaman modanın büyük devrimcileri, tasarımcıları tarafından öğretildi. | TED | لقد تم منح دروس في التحدي دائمًا من ثوار الموضة العظام: المصممون. |
| Siyasi karikatürler demokrasiyle doğdu ve özgürlüğe meydan okunduğunda onlara da okunuyor. | TED | لقد وُلد الكاريكاتير السياسي مع الديموقراطية، وهما يواجهان التحدي حين تكون الحرية. |
| Tamam. Doğruluk mu cesaret mi zamanı geldi. İlk sen sor. | Open Subtitles | حسن ، وقت لعبة التحدي أو الحقيقة ، أنت أولاً |
| Buradaki mücadele değişimde, en uç noktadaki değişimde hayatta kalmaktır. | Open Subtitles | يكمن التحدي هنا في البقاء في ظل التغيرات.. تغيرات قاسية. |
| En büyük zorluk, çevre bilimi, hava kalitesi yönetimi ya da atmosfer kimyası hakkında pek fazla bir şey bilmememdi. | TED | وكان التحدي الرئيسي، هو أنني لم أكن أعرف الكثير حول علوم البيئة مثل إدارة في جودة الهواء أو كيمياء الطقس. |
| Bu elbette o an için harika bir fikir ama sorun şu ki biz bunu yapmaya devam ettikçe başka bir soruna neden oluyoruz. | TED | وبالطبع فإن تلك الفكرة رائعة في لحظتها، لكن التحدي يكمن، ونحن نواصل القيام بذلك، في أننا سوف نُسبب مشكلة. |
| Çünkü aslında bizim için en zor olanı katı organlar. | TED | لأنه في الواقع، التحدي الأكبر أمامنا هي الأعضاء المصمتة. |
| Şimdiki zorlu görevimiz bundan uzak durmak, çoğunluğun nerede olduğunu anlamak ve bu soruda da bu açıkça gözüküyor. | TED | التحدي الموجود الان ان نذهب بعيدا من ذلك، فهم اين توجد الغالبية، والذي يظهر بشكل واضح في هذا السؤال. |
| Hanımlar, beyler ilişkinizde üstesinden geldiğiniz en büyük zorluğu ne demiştirler? | Open Subtitles | سيداتي، ماذا يقول السادة كان التحدي الاكبر الذي تغلبت عليه علاقتكم؟ |
| Afrika karanlık olabilir, buraya dair ileteceğim mesajı veren şey ise, karşı karşıya kaldığımız bir meydan okumaydı; aynı zamanda da bir fırsat. | TED | بينما أفريقيا قد تكون مظلمة، الشئ الذي أرجع لي الرسالة مجدداً كان ذاك هو التحدي الذي نواجهه، لكنها أيضاً الفرصة. |
| Ve bu bilinçli meydan okuma, benim bir agnostik olarak, inancımın olmasının sebebi. | TED | وهذا التحدي الواعي هو السبب أنني، كلاأدرّية لا يزال عندي إيمان. |
| İnşa etme konusunda mimarlar için ve toplum için meydan okumanın boyutu bu insanları ev sahibi yapacak bir çözümün bulunmasıdır. | TED | حجم التحدي للمهندسين المعماريين وللمجتمع مع البناء هو إيجاد حلاً لإيواء هؤلاء الناس. |
| Bu bir oyun. cesaret mi gerçek mi? Gibi, ama gerçek kısmı yok. | Open Subtitles | إنها لعبة مثل الحقيقة والتحدي ولكن بدون التحدي |
| Eğer seninde ilgini çekerse cesaret, doğruluk oynuyoruz. | Open Subtitles | و نحن نلعب الحقيقة أو التحدي إذا كنتِ تريدين ان تكوني التالية |
| Ve, Parmar, Anandraj ve Lakha'nın yüzünden meydan okumaya cesaret edecektir. | Open Subtitles | بامار يجرؤ على التحدي.. فقط بسبب أناندراج و لاكا. |
| Ancak virüs ile mücadele edebilmek için elimizden geleni yapıyoruz. | Open Subtitles | ولكننا نبذل كل ما نستطيع لمواجهة هذا التحدي وجها لوجه. |
| Günün sonunda, bizi mücadele ve ödül dolu bir hayata götüren bunlar olacaktır. | TED | ففي نهاية اليوم .. هذه الامور هي التي تجعل حياتنا .. حياة رائعة مميزة هي التي تعطي معنى التحدي .. ومعنى الانجاز |
| Yaşadığımız asıl zorluk, gerçekte bu teleskoptan resim çekerken oldu. | TED | وأصبح التحدي الكبير هو أخذ الصور عن طريق هذا التلسكوب. |
| Şimdi asıl sorun, bunu gereken ölçekte yapabilmek. Bu üç ülkede bunu yapabilmek, bu gerçekten büyük bir iş. | TED | التحدي الآن، بالطبع، فعل ذلك على النطاق المحتاج إليه عبر هذه البلدان الثلاثة، و هذا تحدي كبير. |
| Asıl zor olan üç yaşından on üç yaş ve daha ötesine götürebilmek. | TED | التحدي الحقيقي هو أن تنتقل من 3 سنوات إلى 13 سنة وأبعد من ذلك |
| Bu biraz zorlu bir iş, ilkel insanın ateşle karşılaşması gibi. | TED | يشبه هذا التحدي نفس التحدي الذي واجهه الانسان البدائي مع النار. |
| İşin zorluğu bu ekstra boyutların şekillerinin neye benzediğini bilmiyoruz. | TED | التحدي لو لم نعلم هو شكل الابعاد الاضافية |
| Ama bunu sonra öğrenirsin. Ama şimdi, yarışma şu: | Open Subtitles | و ستتعلمين تلك الطريقة فيما بعد لكن الآن, التحدي كما يلي: |
| Şimdi, sen ve ben şu son sınav olayı üzerine küçük bir konuşma yapmalıyız. | Open Subtitles | لذا، يجب أن يكون عندنا كلام صغير حول هذا التحدي النهائي. |
| Ben sadece düello davetlerinin peşinde maceracı bir adamım. | Open Subtitles | أنا مجرد رجل محترم يبحث عن مغامرة التحدي في نزاع مسلح |
| Bence Cesurlar bu oyunu kazanacaklar. | Open Subtitles | أعتقد أن "التحدي"سيربح اللعبة. إنهم يضعون. |
| Defiance ve Cleveland Eyalet Üniversitesine girdiğine çok sevindim... | Open Subtitles | أنا سعيد جداً لأنك دخلت إلى جامعة التحدي |
| Düelloyu kabul etti, artık durdurulamaz. | Open Subtitles | لقد تمت الموافقة على التحدي لايمكن إيقافه |
| Hedge elini bir maymuncuğa çevirir ve önlerindeki zorlu mücadeleyi anlatır. | TED | حول هيدج يده إلى مفتاح مشيراً إلى التحدي القادم. |