| Kuzeye varınca, özgür kalmak için özgürlük belgelerine ihtiyacımız olacak. | Open Subtitles | بمجرد أن نذهب شمالاً، سنحتاج بعض أوراق التحرر لنظل أحرار |
| Benzer şekilde, Arap dünyasında büyük Arap tarihçisi Albert Hourani'nin özgür Çağ olarak tanımladığı dönem vardı. | TED | وكذلك الامر في العالم العربي لقد رأى المؤرخ ألبرت هوراني ان تلك الحقبة كانت حقبة التحرر |
| Hapsedilmenin kısır döngüsü içinde çoğunun serbest kalamadığı, çoğumuzu kapana kıstıran hikâyeler. | TED | قصصاً جعلت أكثرنا محاصرين داخل حلقة السجن المفرغة، التي لم يستطع معظمنا التحرر منها. |
| Seni hapseden bu karanlıktan kurtulmak istemiyor musun? | Open Subtitles | ألا تريد التحرر من هذا الظلام الذي يحبسك؟ |
| O yüzden kız arkadaşım seksle ilgili fikrini tamamen değiştirdi, ama bana bu hafta sonu için sorumsuzluk izni verdi. | Open Subtitles | لذا تغير فكرها تماما بخصوص الجنس ولكنها اعطتني تصريح التحرر من الذنب لهذا الاسبوع |
| Afrika ve özgür olmaktan bahsetmeye devam edersen çok kötü şeyler olacak. | Open Subtitles | لو ظللت تتحدث عن ... أفريقيا و التحرر فسيحدث شيئا رهيبا ... |
| Yalnızca gülücük ve kucak mı yoksa içinde tekrar özgür olmak için kıvranan başka bir şey mi var? | Open Subtitles | أم هل من وحش داخلك يتوق إلى التحرر من جديد |
| Soymak ağır kaçıyor biraz. özgür kılmak diyelim. | Open Subtitles | إن السرقة كلمة قوية أفضل التحرر أيها الفتى لقد سمعت الزئير |
| Bunu yapabiliyorsan özgür olmayı gerçekten çok istiyorsun demektir. | Open Subtitles | لابُد من أنه أراد التحرر بشدة كي يفعل شيئاً كهذا |
| ..böylelikle hepimiz özgür olacaktık. | Open Subtitles | و ترك هؤلاء الملاعين يقتلون بعضهم لنتمكن جميعاً من التحرر |
| Zannederdim ki Budizm arzu için özgürlük ile ilgiliydi. | Open Subtitles | توقعت أن الديانة البوذية تخص التحرر من الرغبات .. والرغبات يفترض أن تكون |
| Belli ki bu tarikat özgürlük ilkelerini terk etmiş. | Open Subtitles | من الواضح ان هذه المجموعة تركت قواعد حركة التحرر |
| Demek istediğim, özgürlük cazip bir seçenek gibi görünebilir ama benim işim sorumluluklarının farkında olmanı sağlamak. | Open Subtitles | ماقصدته هو التحرر من القصور يبدو خيارًا مشوقًا ولكنه عملي أن أجلك تدرك |
| New York eyaleti 1799 yılında köleliği kaldırdığını duyursa da, serbest bırakma yasası yavaş ilerliyordu. | TED | وبرغم إعلان ولاية نيويورك إلغاء الرق في عام 1799 إلا أن التحرر كان تدريجيًا. |
| Su Bükücü olmak için, duygularınızı serbest bırakmalısınız. | Open Subtitles | لتكون متحكمّاً بالمياه, يجب عليك التحرر من عواطفك, مهما كانت قوية و متحكمة بك. |
| Kara büyü seni ele geçirdi mi ondan kurtulmak imkânsızdır. | Open Subtitles | حالما يستحوذ عليكِ السحر الأسود، فمن المستحيل التحرر منه. |
| Gerçek ölümsüzlüğe sahip olabilmek adına bu kısıtlamadan kurtulmak istiyor. | Open Subtitles | لكنّها تشاء التحرر من هذا التحييد لكسب الخلود الحقّ. |
| Şey, demek istiyorum ki, demek şu eski sorumsuzluk izni çıkması içindesin. | Open Subtitles | حَسناً، أَعْني انت حصلت علي ورطه التحرر من الذنب القديمه |
| Velayet kaldırma belgeni onaylamıyorum. | Open Subtitles | لن أمنحك التحرر |
| Seni özgürleşme verilmesi değilim. | Open Subtitles | ان لن أعطيك التحرر انا اعيدك |