| Radyoaktif bomba ile karşı karşıya kalma ihtimalimize binaen hazırlıklı olmalıyız. | Open Subtitles | سوف يكون علينا التحضر للتعامل مع احتمالية قنبلة قذرة |
| Bu madde günlük olarak değişir, ve bunun için hazırlıklı olmalısın. | Open Subtitles | هذه الامور تحدث يوميا وعليك التحضر لها |
| 6000 yıllık medeniyet, ve biz avlanmaya, toplamaya ve yırtıcılardan kaçmaya yeniden başladık. | Open Subtitles | ست آلاف سنة من التحضر وعندنا الى الصيد والجمع وتفادي المفترسين. |
| Muhtemelen hazırlanmam gereken bir terbiye soruşturmam vardır zaten. | Open Subtitles | ربما يكون علي التحضر لجلسة إستماع على أية حال |
| Öğrendim ki, insanlar ne derse desin... ne kadar medeni olursa olsun, tutkular galip gelir. | Open Subtitles | وتعلمت أنه أياً كان ما يقوله الناس أو أياً كان التحضر الذي يبدون عليه فإن عواطفهم ستتحكم بهم |
| Beni casusluk yaptığım için dövmeden önce kahve ikram etmeniz çok medenice. | Open Subtitles | انه بقمة التحضر منك أن تدعوني قبل أن تضربني لتجسسي |
| Bakın , medeniyeti tekrar başlatmanın çeşitli yolları vardır, Siz köleliği seçmişsiniz. | Open Subtitles | أتعلم، لدينا فرصة في بدء التحضر مجدداً ومن كل الإحتمالات أخترت السخرة |
| Her zaman kendini kanıtlamak hazırlıklı olmak gibi şeyleri öğretti. | Open Subtitles | الأمر تعلق دوماً بالتفاخر و التحضر |
| Evet, atalarımız da hazırlıklı olmak istemişti. | Open Subtitles | أجل، أسلافنا أراضوا التحضر أيضاً |
| Pes ettiğim yok. Her türlü akıbete hazırlıklı olmak gerekiyor. | Open Subtitles | "لم أستسلم، علينا فقط التحضر لشتى العواقب" |
| yani hazırlıklı olmanız gerekli. | TED | لتتمكن من التحضر |
| Tamam, bu tür şeylere hazırlıklı olmalısınız. | Open Subtitles | -حسنٌ، ذلك النوع الذي عليكِ التحضر له |
| - Amy bazı zamanlarda, erkekler olarak medeniyet zincirlerimizi kırıp, ilkel ve hayvansı benliklerimizi öne çıkarmamız gerekiyor. | Open Subtitles | -إيمي" " من وقت لأخر، نحن الرجال نحتاج أن نتحرر من قيود التحضر ونتواصل مع ذواتنا البدائية الحيوانية |
| Senin medeniyet yandaşı olmana bir lafım yok. | Open Subtitles | انت من تدافعين عن التحضر في التعامل |
| Ben yokken, St. Joseph'teki geleceğinin yanı sıra "medeniyet" kelimesinin anlamı üzerinde de düşünebilirsin. | Open Subtitles | في غيابي , بالإضافة لتفكيرك " في مستقبلك في " سانت جوزيف ربما تفكر بكلمة , التحضر |
| Ameliyata hazırlanmam lazım. | Open Subtitles | علي التحضر للعملية |
| İşe gitmek için hazırlanmam lazım. | Open Subtitles | علي التحضر للذهاب إلى العمل |
| Ali'nin rakibi olacaksam çok iyi hazırlanmam gerektiğinin farkındaydım. | Open Subtitles | فكرت يستحسّن عليّ التحضر إذا كنت (سأتفوه بكلمة أما الجمهور مع (علي. |
| - Lydia... Biraz medeni olalım. - Sikmişim medeniyeti. | Open Subtitles | ليديا) دعينا نكون متحضرين) اللعنة على التحضر - |
| Bunca zamandır medenice bir etkim olduğunu sanıyordum. | Open Subtitles | طوال هذا الوقت , ظننت أنّني قد تعلّم مني بعضا من التحضر |
| Bütün bu hızlarıyla medeniyeti geriye götürüyor olabilirler. | Open Subtitles | بكل هذه السرعة فى تقدمه إلى الأمام فيمكنه أن يتراجع إلى جانب التحضر |