| - Burası sadece hazırlık alanı. - Tabii, hazırlık alanı. | Open Subtitles | اترى ان هنا فقط منطقه التحضير حقا انها منطقه التحضير |
| Bence hazırlık yapmamak daha doğal bir performans almamı sağlıyor. | Open Subtitles | أعتقد أن النقص في التحضير يعطي المرء أداء طبيعي أكثر |
| Merhaba. Düğüne hazır mısınız? | Open Subtitles | مرحبا,سيدة كورنبيت هل أنهيتم التحضير للزفاف؟ |
| Zissou ekibinin üyeleri yolculuk hazırlığı için, Pescespada Adası'ndaki oşinografi gözlem evimde toplandı. | Open Subtitles | في التحضير لرحلتنا اجتمع أعضاء فريق زيسوس في مرصد مراقبة المحيط عندي هنا في هذه البقعة الغالية من الجزيرة |
| Kural bir: hazırlanmak gibisi yoktur. | Open Subtitles | اوكي , القاعدة رقم واحد التحضير هو الملك |
| İki sefer de, takımıma hazırlık ve temizlikte yardım ediyorum. | TED | مرتين أخرتين، أحضر وأساعد فريقي في التحضير والتنظيف. |
| En sonunda Kuzey Kutbu'ndayız. Buraya gelmek aylardır hayalini kurduğumuz şeydi. Yıllarca süren eğitim, plan ve hazırlık. | TED | و اخيرا نحن في القطب الشمالي. هذه اشهر و اشهر و اشهر من الحلم بالوصول هناك. سنوات من التدريب و التخطيط و التحضير. |
| Ama diğer dünyaya hazırlık ölümden çok önce başladı. | Open Subtitles | ولكن التحضير للحياة بعد الموت يبدأ قبل الموت نفسه بفترة طويلة |
| Eşimi, umduğu gibi erotik hazırlık içinde bulmamış. | Open Subtitles | ليس التحضير الجنسى الذى توقع ان يجد فيه زوجتى |
| Bir sonraki savaşa hazırlık için bedenlerinizi olabildiğince dinlendirin. | Open Subtitles | أريحوا أجسامكم قدر المستطاع من أجل التحضير للمعركة القادمة |
| 10'dan sonra hazır kahve kullan. | Open Subtitles | بعد العاشرة, إستخدم القهوة سريعة التحضير. |
| Dr Bela tarafından "hazır H" için kiralandı. | Open Subtitles | لقد استعانه دكتور الشر ليساعده في تطوير التحضير الثامن |
| Şimdi, orta dönem hazırlığı için bugün konuştuklarımız hakkında... | Open Subtitles | إيزى: صحينى عندما ينتهى ما أطلبه منكم يوم الجمعة التحضير لإمتحان نصف العام |
| Kural bir: hazırlanmak gibisi yoktur. | Open Subtitles | اوكي , القاعدة رقم واحد التحضير هو الملك |
| İzninizle sosyal sürgünüme hazırlanmam lazım. | Open Subtitles | والآن اذا عذرتموني علي التحضير لصبح منفية من المجتمع |
| Kanada'nın uzak bir yerinde araştırmacılar Mars'ta yaşamak için hazırlıklara başladılar bile. | Open Subtitles | في منطقة نائية من كندا، يعكف الباحثون الآن على التحضير للحياة على المريخ. |
| Fakat herkesin bir telaş içinde olduğu anlaşılıyor, ki bu sanırım İngiltere'de bir şenlik hazırlıklarında hep görülen bir şey. | Open Subtitles | ولكن, كل شخص يبدو فى حالة من الأثارة والتى, على مايبدو, انها ظاهرة تُميّز التحضير للأحتفالات فى انجلترا |
| Böyle giderse, darbe için Hazırlıklar... | Open Subtitles | إذا استمر الحال هكذا فإن التحضير للانقلاب العسكري سيكون |
| Bana kalırsa, önümüzdeki hafta seçmelere hazırlanmaya başlayabiliriz. | Open Subtitles | كما أعتقد، فبإمكاننا بدأ التحضير لتجارب الأداء من الأسبوع المقبل |
| Ardından birkaç dakika sonra, herkes intihardan söz ediyor yaptığı hazırlıkları anlatıyordu. | Open Subtitles | بعد هذه المحادثة بدقائق كان الجميع يتحدثون عن الأنتحار وكيفية التحضير له |
| Bundan sonra mı? Gelecek yılki yarışmaya hazırlanmamız lazım. | Open Subtitles | مع كورس مماثل علينا التحضير لمسابقة السنة القادمة |
| Tüm kodlar tamam! Açmaya hazırlanıyorum. | Open Subtitles | كل نقاط التثبيت مفتوحة التحضير للفتح |
| Bunu başarmak için gereken zihinsel hazırlıkla ilgili bir fikriniz-- | Open Subtitles | لو ان لديك اي فكرة عن مقدار التحضير الذهني والبدني |
| Feci ve gerçek dışı anlara tanıklık ettim ve sadece en sonunda etnik bir temizliğin uzun süren hazırlığına tanıklık ettiğimi fark ettim. | TED | رأيت مشاهد مأساوية و غير معقولة و أدركت في النهاية أنني قد رأيت التحضير البطيء لتطهير عرقي |
| Hayır, gidip tören hazırlıklarına yardım etmeliyim. | Open Subtitles | لا، أنا يجب أن أذهب للمساعدة في التحضير للتتويج |