| Martin burada bir takım Cephane bulacağımızı söyledi. | Open Subtitles | لقد قال مارتن اننا سنعمل على إيجاد نوع من الترسانة |
| Bu akşam yanınızda oldukça fazla Cephane getirmişsiniz, Bay Harper. | Open Subtitles | رائعة جداً الترسانة التى أحضرتها معك الليلة , سيد "هاربر". |
| O zamandan beri Cephane adına çalıştığımı söylemeye gerek yoktur. | Open Subtitles | وبالطبع صرت أعمل لحساب الترسانة منذئذٍ. |
| Bekle, bekle. Oturma odası, yemek odası, cephanelik. | Open Subtitles | انتظر، انتظر ، غرفة المعيشة غرفة الطعام، الترسانة |
| Bekle, bekle. Oturma odası, yemek odası, cephanelik. | Open Subtitles | انتظر، انتظر ، غرفة المعيشة غرفة الطعام، الترسانة |
| Aman tanrım, şu cephaneliğe bak. | Open Subtitles | مادر ميا" انظر الي هذه الترسانة" |
| Büyük Sovyet cephaneliği içinde hiçbir silah... 1947 modeli Avtomat Kalaşnikova'dan daha kârlı değildi. | Open Subtitles | لذا من بين كل الاسلحة فى الترسانة السوفيتيية الكبيرة لا شئ كان اكثر ربحاً من افتومات كلاشينكوفا طراز عام 1947 |
| Cephane'nin Rayna Cruz hakkında topladığı her şey bu odada. | Open Subtitles | هذه الغرفة تكتنف كلّ ما جمعته (الترسانة) عن (رينا كروز). |
| Cephane ve Yıldırım. | Open Subtitles | الترسانة والصاعقة هناك. |
| Cephane içeride. | Open Subtitles | الترسانة بالداخل. |
| Cephane iceride. | Open Subtitles | الترسانة بالداخل. |
| Burası bir Cephane. Doğaüstü eser toplayıcıların evi. | Open Subtitles | هذه هي (الترسانة)، موئل مجتمع من جامعي المصنوعات الخارقة للطبيعة. |
| Cephane beni 4 ay önce kaçırdığında işkence etmediler. | Open Subtitles | "لمّا اختطفتني (الترسانة) منذ أربعة أشهر لم يكُن غرضهم تعذيبي" |
| Bugünden sonra odamdaki cephanelik hakkında herhangi bir sızlanma duymak istemiyorum. | Open Subtitles | بعد اليوم، لا أريد أن أسمع المزيد من الشكاوى حول الترسانة التي املكها في غرفتي |
| Biz cephanelik almak istiyorum nükleer devlet. | Open Subtitles | يود أن يقوم بتصريف الترسانة النووية |
| cephanelik ilerde. Silah rafını güvenceye alacağım bu sırada... | Open Subtitles | الترسانة أمامنا سأقوم بتأمين مسند الأسلحة بينما... |
| Birisi bu şeyi senin için bıraktı. cephanelik'ten geldiğini söyledi. | Open Subtitles | ثمّة أحد جلب لك هذا توًّا، قال إنه من (الترسانة)؟ |
| I Rayna'yı aşağı çekmek için bir yol var. Tuğla yığını cephanelik aradı. | Open Subtitles | "لديّ وسيلة للإطاحة بـ (رينا) في كومة طوب تُدعى (الترسانة)" |
| İlkeller cephaneliğe daha önce ulaştı. | Open Subtitles | -الأوائل وصلوا إلى الترسانة أولا |
| Kale'nin içindeki cephaneliği kontrol altına almalıyız. | Open Subtitles | نحتاج للسيطرة على الترسانة الموجودة داخل الحصن |
| Onu silah deposuna getir. | Open Subtitles | أحضره إلى الترسانة |
| Bu garip gidiyor, ama. I Cephanelikte tuzağa yaparken bana büyüdü. | Open Subtitles | ربّما قولي سيبدو غريبًا، لكنّي تعلّقت بك أثناء حبسي في (الترسانة). |