| İşte bu şema, mesajların şifreleme ve deşifreleme süreçlerini gösteriyor. | TED | وفيما يلي رسم بياني يوضح مراحل تشفير الرسائل وحل التشفير. |
| Sisteme girmeyi başarsalar bile, şifreleme programı kendini sıfırlayana ve onları dışarıda bırakana dek yalnızca üç dakikaları var. | Open Subtitles | حتى لو تمكنوا من النظام لديهم فقط 3 دقائق من الزمن قبل أن يعيد برنامج التشفير نفسه ويغلق عليهم |
| Doğru şifre çözüm anahtarına sahip olduğun sürece bilgi yeniden edinilebilir. | Open Subtitles | المعلومات يمكن ان تُسترجع طالما انكى لديكى مفتاح فك التشفير الصحيح |
| Boşuna bu çağrının yerini saptamaya çalışma. Şifreyi asla zamanında kıramazsın. | Open Subtitles | لا تكلف نفسك بمحاولة تتبع هذا الهاتف، فلن تستطيع فك التشفير. |
| Dışarıdan kod müdahalelerine karşı onu korumak için güvenlik duvarları inşa etmiştik. | Open Subtitles | أعني، أننا بنينا وسائل حماية كي نمنعه من التدخل في عملية التشفير |
| Alıcı sinyali Deşifre edip elektrotlarla beyne yollar. | Open Subtitles | إنها تتكون من مستقبل يقوم بفك التشفير ثم ينقلها إلى مصفوفة إلكترونية ترسل إشارةً إلى الدماغ |
| şifrelemeyi kullanma hakkını savunmak zorundayız. | TED | يجب علينا أن نقاتل من أجل حقوق المواطنين في استخدام التشفير القوي. |
| Ama hepsi bilgisayarla oluşturulmuş elektronik kodlar, elektronik şifreleme metotları. | Open Subtitles | لكنها جميعاً و ليدة الحاسوب المدونات الإلكترونية أساليب التشفير الالكترونية |
| Sanırım şimdi şifreleme Kodu için benimle anlaşma yapma zamanı. | Open Subtitles | أظن هذا الجزء حين تجرون معي اتفاقاَ مقابل رقم التشفير |
| Siz beşinizin düşman hatlarının arkasına geçerek, dikkat çekmeden kubbeye gizlice girebileceğinize ve bu şifreleme modülünü çalabileceğinize inanıyoruz. | Open Subtitles | اننا نؤمن انكم الخمسة يمكنكم ان تسللوا خلف خطوط العدو بدون اية انتباه الى انفسكم ونسرق جهاز التشفير هذا |
| Algoritmaları çözmek için gerçek zamanlı askeri seviyede şifreleme sistemi kullanıyoruz. | Open Subtitles | نستخدم الرتب العسكرية لبرامج التشفير لفك الحلول الحسابية في الوقت الفعلي. |
| Evet, şifreleme, gizlilik fısıltılar ve bunun gibi ajan saçmalıkları hakkında yazıyor. | Open Subtitles | أجل، لقد كتب حول التشفير والأمان وتمويل البرامج، وسائر تلك الأمور التجسسية |
| Ayrıca daha önceden bilmediğimiz birşey de Amerikan İstihbarat Kurumlarının iyice aşırıya kaçarak standartizasyon kuruluşlarına sızmak suretiyle şifreleme algoritmalarının kodlarını bilerek sabote ettikleri. | TED | و لم نكن نعلم ان الاستخبارات المريكية تتخذ مواقف متطرف مثل التسلل لهيئات التقييس لتخريب خوارزميات التشفير على اي غرض |
| Şimdi, bu şifre çözücü Kodu başka bir yerde gördünüz mü? | Open Subtitles | والآن, هل رأيت كود فك التشفير هذا في أي مكان آخر؟ |
| Özellikle bu şifre kırma yazılımı inmezse. - On dakika mı? | Open Subtitles | لاسيّما لو أنّ برنامج فكّ التشفير هذا يرفض التحميل، عشر دقائق؟ |
| İngilizce şifre çözmede çalışırken, sizi Moskova'da görmüştüm. | Open Subtitles | رأيتك ذات مره فى موسكو عندما كنت أعمل لدى غرفة التشفير الإنجليزيه |
| Burada kal ve ben yokken Şifreyi kırabiliyor musun bir bak. | Open Subtitles | إبقّ هنا و لترى إذا أمكنك فك التشفير بينما أنا بالخارج |
| kod makinelerinden biri galeride duruyor. | Open Subtitles | احد اجهزة التشفير موجود فى المعرض. فى انتظار التقاطها الثلاثاء المقبل. |
| Bugünün güçlü şifrelemeleri ile kodlanmış iletişimi Deşifre etmeye çalışmak zaman kaybıdır. | Open Subtitles | مع التشفير القوى الحالى , يكون عادة إهدار للوقت محاولة حل إتصال مشفر |
| Kullanıcılarının şifrelemeyi kullanmasını savunan şirketlere tebrikler. | TED | المجد للشركات التي تقف من أجل حق مستخدميها في استخدام التشفير. |
| Cok uzun zaman once degil, binlerce yil once degil, bizler aslinda magaralarda yasadik, ve bana kalirsa halen daha o Kodlama sistemini yitirmedik. | TED | ليس بالزمن البعيد, بعض آلاف السنين كنا في الواقع نعيش في الكهوف ولا أظن أننا فقدنا نظام التشفير |
| Savunmamız için dizayn edilen şifreli yazılım şu anda Çinlilerin elinde. | Open Subtitles | نِظام التشفير ذلك كانَ مصمماً لدفاعنا والآن أصَـبح في أيدي الصيـنيَّـن |
| Bu sadece matematik değil. Aynı zamanda Kriptografi. | Open Subtitles | الكبيرة الاعداد نظرية مجرد ليست هذه التشفير عن انها |
| Bu sizin kripto anahtarını doğru yere güvenli bir şekilde göndermenizi garantileyen şey. | TED | هكذا تضمن وصول مفتاح التشفير للمكان الصحيح بأمان. |
| Düzenli olarak altı dakika aralıklarla Şifresi değişiyor. | Open Subtitles | هذا الجهاز لديه نظام تغيير التشفير بصورة دائمة. تحدث في فترات مدتها ست دقائق |
| Bu arada, seni sorguya çekme hakkımız var çünkü kriptolu anahtarını bulduk. | Open Subtitles | في الوقت الحالي علينا التحقيق معك لأننا وجدنا مفتاح التشفير |
| DEA şifresini çözmeyi denedi ama cihazda AES algoritması var. | Open Subtitles | حاولت الشرطة أن تفك شفراته على الموقع ولكنه معقّد التشفير |
| Bitcoin, kriptografik Kodlama ile dijital para birimi oluşturan bir teknoloji. | Open Subtitles | بيتكوين هي التكنولوجيا التي تستخدم أكود التشفير لإنشاء العملة الرقمية |