| İklim değişikliği ve ormanlar arasındaki ilişkiyle her zaman ilgilendim. | TED | والآن, اهتمامي الدائم كان في العلاقة بين التغير المناخي والغابات. |
| Çünkü iklim değişikliği oluşma riski gerçekten yüksek. | TED | بسبب الخطر من التغير المناخي والذي هو حتمي .. |
| Ve ayrıca geleneksel diplomasi ötesinden, zamanımızın en can alıcı sorununa gitmeliyiz: iklim değişikliği. | TED | وعلينا المضي ايضا الى ما وراء الدبلوماسية التقليدية الى القضية المصيرية في وقتنا التغير المناخي |
| Etrafta ne kadar iklim değişikliğinin aşırı görüldüğü konusunda çok belirsizlik var. | TED | هناك الكثير من عدم اليقين حول كم من التغير المناخي هو أكثر مما ينبغي. |
| İklim değişikliğini inkar edenler, Güneş'in bunun ana nedeni olduğunu ileri sürüyorlar. | TED | منكرو التغير المناخي يجادلون بأن الشمس هي السبب الأساسي للتغير المناخي. |
| İklim değişikliğine hitap edecek teknik çözümler yaratmak istiyorduk. | TED | أردنا ابتكار حل عملي لمعالجة مشكلة التغير المناخي. |
| Ardından iklim değişikliği gibi büyük sorunlarla ilgileniyorlar. | TED | ثم يهتمون بالقضايا الكبيرة مثل التغير المناخي. |
| Ve şimdi, iklim değişikliği üzerine önemli sorulardan bir tanesi, Dünya'nın ısındığına dair inanılmaz miktarda belirtiler var. | TED | أحد أهم اﻷسئلة التي تتعامل مع التغير المناخي لدينا كمية كبيرة من اﻷدلة بأن اﻷرض تزداد سخونة |
| AT: İklim değişikliği konusu oldukça uzun zamandır gündemde. | TED | أنتونى : إن قصة التغير المناخي كانت تتداول عندنا منذ عقود عديدة. |
| dedim. Günümüzdeki iklim değişikliği sorununun özü bu. | TED | وأنا أعتقد أن هذا هو جوهر قضية التغير المناخي اليوم. |
| Aynı şekilde, iklim değişikliği, insan hakları, cinsiyet eşitliği, hatta fikir ayrılıkları. | TED | بل كذلك التغير المناخي. حقوق الإنسان ، المساواة الجنسية. حتى الصراع. |
| Şimdi, bu başarısızlıktan 6 ay sonra, küresel iklim değişikliği müzakerelerinin sorumluluğunu üstlenmek için çağrıldım. | TED | والآن و بعد ستة أشهر من هذا الفشل، تمت دعوتي لاستلام المسؤولية في مفاوضات التغير المناخي العالمي. |
| İklim değişikliği üzerine olan küresel ruh hâli çöp kutusunun içindeydi. | TED | كان المزاج العام نحو التغير المناخي في سلة النفايات. |
| İklim değişikliği, tıpkı hava gibi, eş zamanlı olarak molekül, nefes ve gezegen ölçeğindedir. | TED | مثل الهواء، التغير المناخي متزامن مع مقياس المركّب، النفس والكوكب. |
| Ama şimdi iklim değişikliğinin kafamızdaki bu resmi nasıl kolayca değiştirdiğine bakın. | TED | لكن لننظر الآن الى التغيير الذي أحدثه التغير المناخي في كيفية النظر الى الحيوان في عقولنا. |
| Sanırım birçok insanın anlamadığı şu iklim değişikliğinin gelecekte oluşacağını sanıyorlar. | TED | أعتقد أن ما لا يستوعبه معظم الناس هو اعتقادهم بأن التغير المناخي هو أمر سيحدث في المستقبل. |
| Hayat amacımın, çalışmalarım sayesinde iklim değişikliğinin aciliyetini aktarmak olduğunu düşünüyorum. | TED | أعتبرها مهمتي في الحياة في أن أقنع من خلال لوحاتي بالإستعجالية التي يفرضها التغير المناخي |
| Üst kısım karbonu ait olduğu yerde, ormanda tutuyor, alt kısım karbonu atmosfere salıyor, bu da iklim değişikliğini getiriyor. | TED | الكربون محتبس حيث يجب أن يكون في العلوي، في النصف السفلي الكربون يتسرب إلى الجو متسببا في التغير المناخي. |
| Görüyorsunuz, Rwanda'yı görmezden geldiğimizde, Suriye'yi görmezden geldiğimizde, iklim değişikliğini görmezden geldiğimizde neler olduğuna bakın. | TED | أترون ما حدث حين تجاهلنا راوندا. حينما تجاهلنا سوريا. حينما تجاهلنا التغير المناخي. |
| Cesetleri küle dönüştürmek için enerji ağırlıklı bir işlem uygulanıyor, havayı kirletiyor ve iklim değişikliğine katkıda bulunuyor. | TED | فتحويل الجثة إلى رماد يستهلك كميّة هائلة من الطاقة، إضافة إلى تلويث البيئة والمساهمة في التغير المناخي. |
| Görüyorsunuz, dünya daha da ısınıyor ve küresel ısınma bir gerçek. | TED | أنتم ترون أن العالم يزداد حرارة، و التغير المناخي حقيقة واقعة. |
| Ve bence iklim değişikliğiyle ilgili yaptımız şey bu. | TED | واعتقد ان هذه هي سياسة الحل اليوم امام معضلة التغير المناخي |
| İklim değişikliğinden değil yanlış bilim adamlarından dünyanın sonunu Cesur Tavuk gibi beyan eden liberal medyadan. | Open Subtitles | ليس من التغير المناخي ولكن من العلماء المضللون ووسائل الإعلام الليبرالية |