| Bobby Vu, boşaltma sırasında orada olacak. | Open Subtitles | بوبي فو سيكون في الموقع يراقب عملية التفريغ. |
| Al bakalım. Bu günün ücreti, yedi şilin. Yükleme, boşaltma için. | Open Subtitles | إذن ,المعدل النهاريّ سبعة تشلن, الحمولة و التفريغ |
| Yani aslında otomatik olarak su tablasına dayanacak kadar iyi bir su tablası inşa ederseniz, otomatik olarak Vakum tutmaya muktedir oluyor. | TED | في الواقع، يتبيّن أنه بشكل تلقائي، إذا أنشأت نفقًا جيدًا بما يكفي لمقاومة منسوب المياه الجوفية، فسيكون تلقائيًا قادرًا على مقاومة التفريغ. |
| Şuradan hava taşıması sesi geliyor sanki. Vakum hattını modülatör valfı ile değiştirirsen durumu düzelir. | Open Subtitles | يمكنني سماع صوت تصاعد الهواء، إنها بحاجة إلى تغيير خطوط التفريغ صمام المغير |
| dökümün boka sarmasına izin vermeyeceğime dair kendime söz verdim. | Open Subtitles | لقد وعدت نفسي أنني لن أسمح بفشل التفريغ. |
| Yük girişi güvenliğine benziyor. | Open Subtitles | يبدو كأنه امن مركز التفريغ - اعلينا ان نخلي المكان؟ |
| James, hastanedeyken tedavinin en zor kısmı vakumdu. | Open Subtitles | في المشفى , أصعب مرحلة من علاجي كانت عملية التفريغ. |
| Kırmızı bölgede uyuşturucu Boşaltmak yasak. | Open Subtitles | ممنوع التفريغ في المنطقة الحمراء. |
| Yağ boşaltma tapasını sıkıştırman gerekiyordur. - Lastiğini mi patlattın? | Open Subtitles | حسنا، الأرجح أن عليك تثبيت صمام التفريغ بشكل أفضل. ثقبت إطارها؟ |
| Gerçek bir dışadönük yanıma geldi -- aynı kabine değil tabii, bir yandaki kabine -- ve bazı boşaltma gürültülerini işittim, ki bundan nefret ederiz -- kendimiz yapsak bile, bu nedenle sifonu sırasında ve sonrasında kullanırız. | TED | وجاء شخص منفتح بحقّ إلى جانبي ليس داخل ذات المقصورة ولكن داخل المقصورة بجانبي سمعت مختلف أصوات التفريغ التي نكرهها، حتى التي تخصّنا لذلك نستخدم الماء أثناء وبعد التفريغ. |
| boşaltma hızı sert bir şekilde düştü. | Open Subtitles | أرصفة التفريغ انفصلت عن الموانئ |
| boşaltma zamanını 10 dakikaya ayarlıyorum, anlaşıldı mı? | Open Subtitles | غير برمجة التفريغ لعشرة دقائق فهمت ؟ |
| Burada işimiz bittikten sonra sizlere Vakum odasını göstereceğim. | Open Subtitles | بعدما تتنهي من هنا ستذهبون لغرفة التفريغ الهوائية |
| Çünkü Newton'un kütle çekim yasalarının keşfi, ve Robert Hooke ve Robert Boyle tarafından geliştirilen Vakum pompasının icadı demek oluyordu ki insanlar, gezegenler arasında bir Vakum olduğunu ve sonuçta Dünya ile Ay arasında da bir Vakum durumu oluştuğunu anlayabiliyorlar. | TED | حسنًا، إنـه بسبب اكتشافِ قوانين الجاذبية من قبل نيوتن واختراع مضخة التفريغ بواسطة روبرت هوك وروبرت بويل يعني ذلك أن الناس الآن فهموا أن حالة من الفراغ موجودة بين الكواكب، وبالتالي بين الأرض والقمر. |
| Bu tünel, Vakum sistemleri kurşun levha... | Open Subtitles | هذا النفق... من أنظمة التفريغ يحجب الرصاص... |
| dökümün iyi gitmesini istiyorum, para yüzünden değil. | Open Subtitles | أريد أن تتم عملية التفريغ بخير. ليس بسبب المال. |
| Çünkü hasta değilim ve dökümün yolunda gittiğinden emin olacağım. | Open Subtitles | لأنني لست مريضا, و سأتأكد من أن التفريغ بخير. |
| dökümün yolunda gitmesini sağlayacağım. | Open Subtitles | سأتأكد من أن عملية التفريغ ستمر بخير. |
| Yük sizde. | Open Subtitles | التفريغ لك |
| Hastanede tedavimin en zor kısmı vakumdu. | Open Subtitles | بالمستشفى، كان أشق جزء بعلاجي كان التفريغ. |
| Boşaltmak mı? Nereye? | Open Subtitles | التفريغ ، أين |