| Şöyle ki, teknoloji yabancılar arasında güveni sağlıyor. | TED | وهي أن التكنولوجيا هي تمكين الثقة بين الغرباء. |
| Hayvanlarda denediğimiz teknoloji sadece bundan ibaret değildir. | TED | وليست فقط التكنولوجيا هي ما نضعه في الحيوانات. |
| Bugünün taş devrinden daha iyi olması teknoloji sayesinde. | TED | التكنولوجيا هي السبب في كون الحاضر أفضل من العصور الحجرية. |
| Der ki: "teknoloji sen doğduktan sonra icat edilmiş her şeydir." | TED | يقول أن التكنولوجيا هي كل ما اخترع بعد ولادتك |
| Aslında Danny Hillis bu sözü güncelledi. Diyor ki: "teknoloji daha tam olarak çalışmayan her şeydir." | TED | داني هيليس لدية اضافة لهذا التعريف يقول أن التكنولوجيا هي كل ما لم يعمل بشكل جيد بعد |
| Hissedarların değeri için bir numaralı algoritma teknoloji değil. | TED | الآن ليست التكنولوجيا هي أفضل طرق رفع قيمة المساهم. |
| Aslında, bir bakıma, teknoloji daha iyi fikirler üretmek için bir metottur, eğer onu bu şekilde algılayabilirsek. | TED | في الواقع، وفي مفهوم معين، التكنولوجيا هي نوع من الطريقة لتوليد أفكار أفضل، إن أمكنكم التفكير في الأمر بهذه الطريقة. |
| teknoloji hayatımızın bir uzantısı olduğu için, onunla paralel ve hayatın istediği şeylerle aynı hizada. | TED | لأن التكنولوجيا هي امتداد للحياة، إنها في تواز، وانحياز إلى نفس الأشياء التي تريدها الحياة. |
| Artık biliyoruz ki aslında teknoloji boş zamanımızın en büyük rakibi haline geldi. | TED | نحن نعلم في الحقيقة أنّ التكنولوجيا هي المنافس الأكبر لنا في مجال ملئ أوقات الفراغ. |
| Ama içimden bir ses cevap teknoloji değil diyor. | Open Subtitles | لكني في أعماقي لا أعتقد أن التكنولوجيا هي الحل |
| teknoloji bir kalemdir , haberleşebilmek ve iletebilmek için düşünceleri kağıt üzerine aktaran. | Open Subtitles | التكنولوجيا هي قلم الرّصاص, الذي يسمح للإنسان بترسيخ أفكاره على ورقة من أجل التواصل. |
| teknoloji bir otomobildir ,ayaklarınızın sunduğundan daha hızlı seyahat imkanı sunar. | Open Subtitles | التكنولوجيا هي آليات النقل ، الذي تسمح للشخص بالسفر أسرع مما قد تسمح به قدماه. |
| Ama şimdi aynı teknoloji muhtemelen onu durduracak şey olacak. İşte. | Open Subtitles | لكن بما أنّ ذلك قد حصل، قد تكون نفس التكنولوجيا هي الشيء الذي سيوقفه. |
| - Bir tür resmi eğitim kursu. - Biraz daha ileri adım. - Dijital teknoloji her yere yayıIıyor. | Open Subtitles | ـ كخطوة مستقبلية ـ التكنولوجيا هي المسيطرة الآن |
| Önemli olan teknoloji değil insanlık. | Open Subtitles | ليست التكنولوجيا هي الاّهم. ولكن الإنسانية. |
| CA: Bu çıktığında olabilecek en büyük engel muhtemelen teknoloji değil, düzenlemeler, haksız mıyım? | TED | كريس: أكبر اعتراض هو على موعد الانطلاقة ربما لا تكون التكنولوجيا هي السبب... إنه تنظيم، أليس كذلك؟ |
| Şimdi, cevabın teknoloji olduğunu biliyorduk ama ayrıca bu okulların çoğunda bilgisayar veya e-posta olmadığını da biliyorduk. | TED | الآن، كنا ندرك بأن التكنولوجيا هي الجواب، ولكننا كنا نعرف أيضاً أن معظم هذه المدارس لم يكن لديها جهاز كمبيوتر أو بريد إلكتروني. |
| Alan Kay diyor ki, "teknoloji siz doğduktan sonra icat edilen herhangi bir şeydir". | TED | آلان كاي يسميها، "التكنولوجيا هي أي شيء تم اختراعه بعد أن ولدت. |
| Arkadaşım Danny Hİllis'de benzer bir şey diyor, diyor ki, "teknoloji henüz olmayan her şeydir." | TED | يقول صديقي داني هيليس أمرا مشابها، يقول، "التكنولوجيا هي أي شيء لا يشتغل بعد." |
| "teknoloji bize hükmettiği sürece hiç bir zaman barış olmayacak." | Open Subtitles | " لن يكن هناك سلام أبدا طالما التكنولوجيا هي التي تحكمنا " |