| Canım isterse, sosyal güvenliğin ve oy vermenin tadını çıkartabilirim. | Open Subtitles | بإمكاني التمتع بعوائد الضمان الإجتماعي وبإمكاني التصويت، لو أردت ذلك |
| Belki de o şerefsiz babasını görmeye ve baharın tadını çıkarmaya gitmiştir. | Open Subtitles | ربما عادت هناك لكي ترى والدها الخنيث أو التمتع بسقوط أوراق الشجر |
| Ahiretin tadını çıkar derdim ama ikimiz de onun sonsuz boşluk olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | أود أن أقول التمتع الآخرة، لكن كلانا يعرف هذا هو مجرد العدم الأزلي. |
| O deneyde bir elektrot maymunun beynindeki zevk merkezine yerlestirilmisti. | Open Subtitles | حيث قمنا بزراعة الترود في مركز التمتع في مخ قرد |
| Hayatlarımız sadece amaçtan ibaret değildir. Ara sıra kendimizden zevk almaya izinliyiz. | Open Subtitles | حياتنا ليست فقط عن الوظيفة بليسمح لنا التمتع بأنفسنا في بعض الأحيان |
| Bu ömür, çalışanlarının keyfini çıkarmayı beklediklerinin yarısından daha az. | TED | وهذا أقل من نصف العمر الممكن لموظفيها توقُّع التمتع به. |
| İsteğim kanunmuş gibi davranalım, ve isteğim, bu partinin tadını çıkarmak. | Open Subtitles | دعنا نتظاهر بأن امنيتى قانون و امنيتى هى التمتع بالحفله |
| Böylelikle tatlımın tadını çıkarırken bir yandan da manzarının tadını çıkarabilirim. | Open Subtitles | و هكذا أستطيع التمتع بالمناظر الجميلة بينما أتمتع بأكل الحلوى |
| Bu süre içinde... doygun bir serumun eşliğinde... yenen ordövrün tadını çıkarabileceksiniz. | Open Subtitles | لكن خلال تلك الفتره ستكون قادرا على التمتع بالتأثيرات المشهيه لك. |
| Sıcak deliklerdeki hayvanlar tarafından sömürülen enerji kaynakları bir anda bitebilir ama burada, yaşam daha istikrarlı bir jeolojik geleceğin tadını çıkarabilir. | Open Subtitles | مصادر الطاقة التي تستغلها حيوانات الفتحات الحرارية قد تتعرض للتعطل فجأة لكن هنا , يمكن التمتع بحياة جيولوجية أكثر استقرارا في المستقبل |
| New York dünyanın en büyük şehri, ve sen hiç tadını çıkarmıyorsun. | Open Subtitles | نيويورك أروع مدينة بالعالم ولا نستطيع التمتع بها |
| Bizi kısa bir süre sonra sona erecek yolculuğun tadını çıkarmaktan alıkoyacak korku ve pişmanlıklardan kurtulmakta. | Open Subtitles | هي أن نترك الخوف والندم الذي يبطئنا ونمنع أنفسنا من التمتع بالسفر الذي سيكون قريبًا |
| Eğer tadını çıkartamayacaksam hayatımı uzatmanın anlamı ne? | Open Subtitles | ما الهدف من تمديد حياتي اذا كنت لا استطيع التمتع بها؟ |
| Arkana yaslan, rahatla ve sefil ömrünün kalanının tadını çıkar. | Open Subtitles | إجلس و استرخي ، وحاول التمتع بما تبقى من حياتك البائسة |
| I ı'm Gerçekten bu yeni dünyada hayatımı zevk olacak düşünüyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنني ذاهب حقا في التمتع حياتي في هذا العالم الجديد. |
| Ve yine bu şekilde bina gibi işler, geniş boşluklardan zevk alan yaşayan ve buraları ziyaeret eden bizler için. | TED | مرة أخرى، الطريقة التي تعمل بوصفها مبنى ، لهؤلاء الذين منا يمكنهم التمتع بالمساحات، للاقامة والزيارة. |
| Hayallerinizin hepsine ulaşabilmenizin tek yolu yolculuğunuzun her adımından bütünüyle zevk almaktır. | TED | والطريقة الوحيدة لتحقيق كل أحلامك حقا هو التمتع المطلق بكل خطوة من خطوات رحلتك. |
| Yüce Tanrım, keyfini çıkarmak üzere olduğumuz mahremiyet için şükürler olsun | Open Subtitles | أيتها السماء، شكراً على الألفة الطبيعية التي أوشكنا على التمتع بها |
| Hadi ama bir erkek bedava peyniri ile kültürden keyif alamaz mı? | Open Subtitles | ماذا؟ هيا الرجل لا يمكنه التمتع بثقافة صغيرة مع الجبن المجاني؟ |
| Ben şimdi istiyorum. Gençken harcamak istiyorum. eğlenmek. | Open Subtitles | أريد نقودى الأن بينما أستطيع التمتع بهم أريد أن أحصل عليهم |
| çok korkutucu olduğum için bir birinize yaslanmak istediniz yada hepiniz de bu zevki tatmak istediniz beni aciz görmek aslında ikisinden de biraz biraz... | Open Subtitles | لتدعموا أنفسكم لأنيي مخيفة جدا؟ أو أردتن التمتع برؤيتي بلا سلطة؟ اعتقد الاثنين معاً |
| Ama bunu daha ne kadar tutacağız ki gidip oraya günün zevkini çıkaralım? | Open Subtitles | لكن كيف يُمكننا جعل ذلك الشي فوق بما يكفي للخروج هناك و التمتع به ؟ |
| Bu gece hepimiz eğlenebiliriz. | Open Subtitles | يمكننا التمتع جميعاً هذه الليلة. |
| Uyuşturucu kullanma, eğlenmekten vazgeç. Okula geri dön ve diplomanı al. | Open Subtitles | توقفي عن التعاطي، توقفي عن التمتع عودي إلي الدراسة و تخرجي |