| Mahmut protezlerini taktı, diğer hastalar da aynısını yaptı, ve tahliye edilmeden önce son bir defa egzersiz yapmaya başladılar. | TED | ولبس محمود أطرافه الاصطناعية وفعل المرضى الآخرون الشيء نفسه وبدأوا التمرن للمرة الأخيرة قبل تحررهم. | 
| Buna ek olarak, bir takıma bağlılık ve eğlenceli bir şeyler yapmak düzenli egzersiz yapma huyunu edinmeyi kolaylaştırır. | TED | بالإضافة لذلك فإن الالتزام لفريق والقيام بشيء ممتع كفيلان بتسهيل التعود على التمرن بشكل منتظم. | 
| O zamana kadar 25-30 kez prova yap, tamam mı! | Open Subtitles | حتى ذلك الوقت ، واصلي التمرن على نبرة لطيفة نبرة لطيفة ؟ | 
| Altı ay boyunca her gün prova yapsak bile ki bunu düşünmüyor değilim yine de beceremeyiz. | Open Subtitles | يا إلهي، يمكننا التمرن كل يوم لمدة ستة أشهر و أنا أخطط لهذا | 
| Takıntılı şekilde çalışmak, mükemmel çalmanı sağlamaz. | Open Subtitles | فكما تعلم، إن التمرن بشكل مهووس لا يجعل منك عازفاً موهوباً. | 
| Bizimle çalışmak istedin. Bizimle çalışmak böyle bir şey. | Open Subtitles | لقد أردت التمرن معنا، هذا هو التمرن معنا | 
| Tekrar antrenman yapmak isterseniz bugün boşum. | Open Subtitles | أيضاً ، إذا أردت التمرن مرة أخرى فأنني اليوم لست مشغول | 
| Pazartesi antremanda olacaklar hoşunuza gitmeyecek. | Open Subtitles | لن تحبوا ما سيحدث في التمرن يوم الإثنين | 
| Çünkü doğadaki tavşanlar akıllı ve egzersiz yapmayı seviyor. | Open Subtitles | هذا لأن أرانب الطبيعة ذكية، وتحب التمرن. | 
| 50 yılı aşkın bir süredir, yiyecek endüstrisi obezitenin çok fazla kalori alıp yeterince egzersiz yapmamaktan kaynaklandığı konusunda ısrar ediyor. | Open Subtitles | لأكثر من 50 عاما أصرّت شركات التغذية بأن السمنة تتسبب من كثرت السعرات الحرارية وعدم التمرن بالشكل الكافي | 
| Ama eğer konu çok yemek az egzersiz yapmak olursa, eğer şekerdeki kalori brokolinin kalorisinden farklı değilse, o zaman sorun yok. | Open Subtitles | لكن, لو كانت فقط من الاكل الكثير او عدم التمرن ولو بشكل قليل لو سعره حرارية من السكر لا تختلف عن | 
| Aslında yapabileceğin en iyi şey bir elastik bant ile egzersiz yapmak. | Open Subtitles | في الحقيقه.. أفضل شيء يمكنك فعله الآن هو التمرن بالحبل المطاطي | 
| Burada sürekli egzersiz yaparak vaktimi boşa harcıyorum büyük ihtimalle. | Open Subtitles | ربما اضيع وقتي بمحاولة ان اواصل التمرن | 
| Aynı zamanda, havalar soğudu Shue Cheerios'lar artık dışarıda prova yapamazlar. | Open Subtitles | الى جانب ذلك ، انها باردة بالخارج ، شو ، و تشيريوس لم يعودوا يستطيعون التمرن بالخارج | 
| Düşündüm de baloya kadar bununla iyi vakit geçiririz, önce prova yaparız, sonra sahneleriz. | Open Subtitles | وفكرت في شيء يمرر الوقت حتى الحفلةِ الراقصة يمكننا التمرن عليها وتأديتها | 
| Oraya gitmemin tek nedeni, istediğim zaman prova yapmama izin vermesi. | Open Subtitles | السبب الذي يدفعني للمجيء أنها تسمح لي التمرن مجاناً . | 
| Ve savunma avukatı tarafından prova edilmiştir. Açıkça mı? | Open Subtitles | وتم التمرن عليها من قبل محامي الدفاع | 
| Sizinle çalışmak istiyorum ama şimdi fark ettim ki... | Open Subtitles | أريد فعل ذلك، أريد التمرن معكم، لكن كما تعلمين لقد أدركت للتو أن... غراينجر تحتاجني | 
| Anne, piyano çalışmak istemiyorum! | Open Subtitles | أمي، لا أريد التمرن على لعب البيانو | 
| Bahcenin havuzunda antrenman yapmak yetersiz olur. | Open Subtitles | سيكون من الصعب التمرن فى حوض الفناء | 
| Pazartesi antremanda olacaklar hoşunuza gitmeyecek. | Open Subtitles | لن تحبوا ما سيحدث في التمرن يوم الإثنين | 
| Alt değiştirme pratiği yapmak ister misin? Al bu elemanın altını değiştir. | Open Subtitles | أتريد التمرن على وضع الحفاض مع هذا الصغير؟ |