| Güzel. Hemen yukarı gelip ön tedaviye başlarım. | Open Subtitles | سأحضر حالاً للقيام بإجراءات العلاج التمهيدية |
| ön eleme maçları bu sabah ve finaller de bu akşam yapılacak. | Open Subtitles | الجولات التمهيدية هذا الصباح و جولات الرجال النهاية الليلة |
| ön duruşma, yarın sabah 9:30'da yapılacaktır. | Open Subtitles | الجلسة التمهيدية ستعقد في التاسعة والنصف صباح غد |
| Hazırlanan ön raporlarda intihar olarak rapor edilmiş. | Open Subtitles | فى التقارير التمهيدية أدرج على أنه إنتحار |
| Belki hazırlık aşamasını biraz daha iyi halledebilirdim. | Open Subtitles | ربما كان بإمكاني التعامل مع الجلسة التمهيدية بطريقة أفضل |
| Ben koşup üzerine mi atlayayım, yoksa biraz romantik ön sevişme ister misin? | Open Subtitles | تُريد أن أتقدم وأقفز بحضنك أو تفضل .الرومانسية التمهيدية |
| Hadi, ön duruşmaya geç kalacağız. | Open Subtitles | مرحبا,هيا بنا سنتأخر على الجلسة التمهيدية |
| Tammy Felton'ın ön duruşması süresiz olarak ertelendi. Ne? | Open Subtitles | الجلسة التمهيدية لتامي فيلتون تم تأجيلها لاجل غير مسمى |
| Sadece ön duruşma için kanıtları tekrar inceliyoruz. | Open Subtitles | نحن ببساطة نستعرض الأدلة من أجل الجلسة التمهيدية |
| Hemen hemen hepsi ön aşamayı bile geçemiyorlar. | Open Subtitles | معظمها لن يتعدى المرحلة التمهيدية في محكمة قاضيها مبتدئ |
| Ama bu sadece bir ön soruşturmaydı. | Open Subtitles | أعني، ولكن هذا كان مجرد الجلسة التمهيدية. |
| Bugünkü ön eleme maçında iki harika takım var. | Open Subtitles | مواجهة اليوم التمهيدية تبرز فريقين عظيمين |
| Alkışlarınız kimin ön seçimlere katılacağını belirleyecek. | Open Subtitles | تصفقيكم سيحدد من اللذي سيتاهل للإنتخابات التمهيدية |
| Şu andan, ön duruşmaya kadar davranışlarına dikkat et. | Open Subtitles | حسناً، من الاَن وحتى جلسة السماع التمهيدية حسّن سلوكك فقط |
| ön duruşmayı zavallı adam ifadesi şekline dönüştürüp, ...savcılığın niyetini anlamak. | Open Subtitles | تحويل الجلسة التمهيدية إلى إقرار الرجل المسكين والحصول على محاكمة من جهة؟ |
| Bu çok garip çünkü ön toksik test sonuçları cannabis, kokain metabolitleri ve metadon için pozitifti. | Open Subtitles | هذاغريب، لأن النتائج التمهيدية لتقرير السموم كَانتْ إيجابية للحشيشِ، مادة الكوكايين، والميثادون. |
| ön seçimlere kendi programımızla girme avantajını sağlayacak. | Open Subtitles | مما يعطينا النفوذ للدخول للانتخابات التمهيدية الموجودة على جدولنا |
| Hayır, ben yakında kayınvaliden olacak kişinin Demokratik Parti'nin ön seçiminde adaylığını koymakla ilgili planlarından konuşmak istiyorum. | Open Subtitles | لا, بل أريد التحدث عن خطط والدتكِ في القانون المستقبلية للترشح للرئاسة في الانتخابات التمهيدية للحزب الديموقراطي |
| ön seçimlerden önce onu tanıyor muydun? | Open Subtitles | هل تعرفت عليه قبل الإنتخابات التمهيدية ؟ |
| ön seçimlerde aleyhimize güçlü bir kampanya yürüttü. | Open Subtitles | حملة الأمور بقوة ضدنا في الانتخابات التمهيدية |
| Seth ve ben hazırlık çalışmaları yapacağız. | Open Subtitles | أنا و سيث سوف نقوم ببعض القراءات التمهيدية |
| Pazarlama ve urun stratejisinden bahsediyorduk. | Open Subtitles | نحن نتحدث عن التسويق والإستراتيجيات التمهيدية |