| Oyuncak deniz canavarı olsun çünkü Ejderha bende var. | Open Subtitles | تأكد أن تكون اللعبة تحتوي وحش البحر لأنني أملك التنّين |
| Kutsal Ejderha Birliği ve Kan Şövalyeleri seviyesine mi çıkacağız? | Open Subtitles | إذاً، سنصل إلى الأعلى هناك حيث يتواجد تحالف التنّين المقدَّس وفرسان الحلف الدمويّ؟ |
| Ejderha kristalleri yiyor ve midesinde rafine ediyor. | Open Subtitles | يقوم التنّين بأكل الكريستال وصنع هذه داخل معدته |
| Ama bu sene o kadar sinirliyim ki, o körpecik ejderhanın beni sinirle para harcarken görerek tatmin olmasını bile istemiyorum. | Open Subtitles | لدرجة أنّي لا أريد تلك التنّين الضعيف أن تشعر بالرضى مِن إنفاق المال بسبب الغضب. |
| Yani o gördüğün külçe ise ejderhanın dışkısı. | Open Subtitles | بمعنى آخر، فإنّ قالب الكريستال ذاك هو فضلات التنّين إنه براز |
| İşte kurtarıcımız da gelmiş ejderhayı dilim dilim doğrayacak olan adam. | Open Subtitles | ها هو ذا... منقذنا. الرجل الذي سيذبح التنّين من الوريد إلى الوريد. |
| Planları Ejder Hanı'nda konaklamak, ertesi gün de kuzeye doğru yola çıkmaktı. | Open Subtitles | كانت خطّتهم تشكيل حراسة أمام حانة "التنّين"، قضاء الليلة والمتابعة شمالاً من ثمّ. |
| Sarı Ejderha'yla sera evini karıştırmanın imkânı yok. | Open Subtitles | ليس هناك خلط للمفاهيم بين التنّين الأصفر و منزل الماريوانا |
| Ejderha ateşi öylesine sıcaktı ki bunca yıl sonra bile, orada hala yanmakta olan bir ağaç var. | Open Subtitles | التهبت نيران التنّين لدرجة أنّ شجرة واحدة بقيت مشتعلة ردحاً مِن الزمن بعدئذ |
| Bu kadın, Ejderha, çok tehlikeli ve gizli görevle ilgili temel kuralı bilmiyorsun. | Open Subtitles | هذه الامرأة التنّين خطيرة وأنتِ لا تعرفين مبادئ التخفّي |
| Ejderha yılında, iyi şans getirir hem. | Open Subtitles | بعام التنّين سيجلب حظّاً حسناً |
| Ejderha yaşadığı sürece Erebor'da kimse cüret edemez oraya girmeye. | Open Subtitles | لن يجرؤ أحد على دخول "إربور" طالما التنّين حيّ |
| Onlar da işin içinde. Ejderha ve baş yüzük. | Open Subtitles | إنّهما متحالفان التنّين والمستبيح |
| Lâkin ejderhanın postu sağlamdı. En iyisinden bir zırhtan bile daha sağlam. | Open Subtitles | لكن جلد التنّين منيع أشدّ مناعة من أقوى الدروع |
| Yalnızca kurmalı yaydan atılacak kara oklar delip geçebilirdi ejderhanın postunu. | Open Subtitles | فقط سهم أسود أُطلق من رُمح الريح تمكّن من اختراق جلد التنّين |
| ejderhanın ini hemen ileride. | Open Subtitles | مكان التنّين من هنا. ابقَ هنا. |
| (ejderhanın Sonu) (Beyaz saçlı gelin) | Open Subtitles | ( نهاية التنّين ) ( العروس ذات الشعر الابيض ) |
| Biz ejderhayı öldürürken siz mağaranın dışında bekleyeceksiniz. | Open Subtitles | ستبقى خارجَ الكهف، بينما نقتل التنّين. |
| Ben ejderhayı diğer tarafa çekeceğim. | Open Subtitles | سأخدعُ التنّين إلى الطريق الآخر. |
| Bruce Lee bu adamı "Kara Ejder" olarak isimlendirdi. | Open Subtitles | بروس لي" كان يُلقّبه" "بـ"التنّين الأسود |
| Ejder Tarikatı çok başlı yılan gibidir. | Open Subtitles | "نظام التنّين" كحيوان : الهيدرا" |
| Yeşil canavar? Ejderhayımı kasteddin. | Open Subtitles | أنت تعني التنّين |
| Ejderhacamını çıkarıp silah yapmana izin vereceğim. | Open Subtitles | سأسمح لك بإستخراج زجاج التنّين ولتصنع منه أسلحة. |