| Şu anda, en sonunda tüm suçlamalar düştü, ama okuldan atılmıştı. | Open Subtitles | الأن,فى النهايه كل التهم تم اسقاطها ولكن قد تم طرده |
| Üniversite ikinci sınıftayken kardeşlik kızlarından biri, onu tecavüzle suçlamış fakat suçlamalar nihayetinde düşmüş. | Open Subtitles | فى عامه الثانى من الجامعه فتاه من نادى الفتيات اتهمته بمحاوله اغتصابها ولكن التهم تم اسقاطها فى النهايه |
| bir dayanağı olmayan bu suçlamalar, araştırılıyor, | Open Subtitles | يقول بأن التهم تم التحقيق فيها ووجدو ان لا اساس لها من الصحة |
| Güvenlik görevlisinin ölümüyle sonuçlanan soygunu üstlenmesi sonucu uzun süredir soygunu gerçekleştirenlerden biri olduğu düşünülen Nicholas Sloan hakkındaki tüm suçlamalar düştü. | Open Subtitles | اعترفت بدورها في السرقة والذي نتج عنه وفاة حارس امن وكل التهم تم اسقاطها عن نيكولاس سلاون والذي اُعتقد لوقت طويل انه أحد المخططين لسرقة البنك |
| O suçlamalar düşürüldü. | Open Subtitles | تلك التهم تم اسقاطها |
| O suçlamalar düşürüldü. | Open Subtitles | تلك التهم تم اسقاطها |
| suçlamalar düşmüş. Dosya silinmiş. | Open Subtitles | أُسقِطت التهم تم شطب القضية |
| O suçlamalar düştü. | Open Subtitles | -هذه التهم تم إسقاطها |