| Mesozoik Çağ'da dünya üzerinde bulunan pek çok canlı türünün yok olmasına sebep olan iki ekolojik olay vardır. | Open Subtitles | العصور الوسطى تأخذ مكانا بين أزمِنتَينِ من الأزمات البيئية الرئيسية التي أدت الى انقراض الكثير من الأنواع على الأرض |
| Bu savaşa sebep olan birçok faktör vardı: Sosyal, siyasal ve iktisadi. | TED | هناك العديد من الأسباب التي أدت إلى الحرب-- أسباب اجتماعية وسياسية واقتصادية. |
| Bu çalışmaya sebep olan niyeti artık tam olarak biliyorsunuz. | TED | أنت الآن تعرف النوايا الحقيقية التي أدت إلى إنشاء هذا العمل. |
| Toprak için rekabetin gerilime yol açan sebeplerden biri olduğunu duydum, öyleki 90'larda soykırıma sebep oldu. | TED | سمعت أنه قيل أن الصراع على الأرض واحد من الأشياء التي أدت إلى التوترات وتسببت في الإبادة الجماعية في التسعينيات. |
| Ve benim profesyonel fikrimce bu hastanın ölümüyle sonuçlanan krize yol açtı. | Open Subtitles | وبحكم عملي ، برأي سببت لها الأزمة التي أدت الى وفاتها |
| Wyant Wheeler firmasında işe başlama keyfiyetinizden bahseder misiniz? | Open Subtitles | هل يمكنك أن تصف لي الظروف التي أدت إلى إنضمامك ، لويانت ويلر ؟ |
| Seni 12 yıllığına hapse gönderen davadaki baş dedektif vurularak ölmüş olarak bulundu. | Open Subtitles | ان قائد المحققين في القضيه التي أدت بك الى السجن لمدة 12 سنه.. وجد مقتولا بالرصاص |
| Sonunda, Dessalines’in yönetimi 1806’da suikastla sonuçlanan siyasi bir komployu teşvik etti. | TED | في النهاية، شجَّع حكم ديسالين على المؤامرة السياسية التي أدت إلى اغتياله في 1806. |
| Kafede araba kazasına sebep olan bir panik atak yaşadığını belirtmiştin. | Open Subtitles | في المقهى، ذكرتم بنوبة ذعر... ... التي أدت إلى حادث سيارة. |
| Sekiz gün sonra asker kaçağı olmana sebep olan olaylar neydi? | Open Subtitles | هل تصف لنا الظروف التي أدت بك إلى الإنصراف دون إذن بعد ذلك بثماني أيام؟ |
| Bu bebeğin denizin ortasında sefil bir ortamda doğmasına sebep olan gecikmelerden Kaptan sorumlu değil. | Open Subtitles | حسنا، الكابتن هنا لن تكون مسؤولة ل، عن التأخير لا نهاية لها التي أدت إلى هذا الطفل ولدت في البحر في ظروف بائسة. |
| Iggy bu sürgüne sebep olan tüm ilkeleri destekliyordu. | Open Subtitles | وإيجي يدعم جميع السياسات التي أدت إلى النفي له. |
| İsyana sebep olan şeylerden biri de bu. | Open Subtitles | كما تعلم، إنه إحدى الأسباب التي أدت للتمرد |
| Ve ve profesörüm tanımlamayla uğraşırken ve bu yeni açılımlara sebep olan olayların dramatik değişimini naklederken sınıfta oturuyorum ve tanıdık bir şarkı kafama dank etmeye başlıyor. | TED | وبينما كان البروفيسور يشرح التعريف ويعيد سرد كل الأحداث الهامة التي أدت إلى هذه الكشوفات الجديدة، بدأتُ أتذكر أغنية مألوفة وأنا في الصف. |
| Bunlara sebep olan hata bendim. | Open Subtitles | أنا كنت الغلطة التي أدت لكل هذا |
| Bunlara sebep olan hata bendim. | Open Subtitles | أنا كنت الغلطة التي أدت لكل هذا |
| Yaptığı açıklamada... özellikle ülkenin bir polis devletine dönüşmesine sebep olan yasalar 5. | Open Subtitles | وفي تصريحه ذكر بالتحديد أنواعاً من(القوانين القمعية)التي أدت إلى استقالته المفاجئة |
| Savunma makamı buna yol açan olaylar hakkında olağandışı yaratıcı bir açıklama yaptı. | Open Subtitles | قدم لنا الدفاع تفسيراً عجيباً وإبداعي للأحداث التي أدت إلى هذا |
| Bu pıhtıya, pıhtı krize yol açtı ve dolaşımın zayıflaması böbreklerinde soruna neden oldu. | Open Subtitles | لقد سبب الجلطة التي أدت للسكتة و بطء الدورة الدموية الذي سبب مشاكل بالكليتين |
| Wyant Wheeler firmasında işe başlama keyfiyetinizden bahseder misiniz? | Open Subtitles | رقم1 : هل يمكنك أن تصف لي الظروف التي أدت إلى إنضمامك ، لويانت ويلر ؟ |
| Seni 12 yıllığına hapse gönderen davadaki baş dedektif vurularak ölmüş olarak bulundu. | Open Subtitles | ان قائد المحققين في القضيه التي أدت بك الى السجن لمدة 12 سنه.. وجد مقتولا بالرصاص |