| Hani, Alison'ın kaybolduğu geceyle ilgili konuştuğum kaset? | Open Subtitles | تلك التي تحدثت عن الليلة التي اختفت بها أليسون؟ |
| Ya Melanie Vilkas'ın kaybolduğu bara telefonu bırakan oysa? | Open Subtitles | ماذا لو أنه ترك الهاتف في الحانة التي اختفت منها (ميلاني فيلكاس)؟ |
| Adamın birisi aradı ve eşinin bir komşusunu Valerie'nin kaybolduğu gece boş bir arsaya ayakkabı fırlattığını gördüğünü söyledi. | Open Subtitles | تلقينا إتصالاً من رجل، يقول أنّ زوجته رأت أحد الجيران يرمي حذاء في براحة، (في الليلة التي اختفت فيها (فاليري |
| Benim kızlardan birinden haber geldi. Abby'nin kaybolduğu gece. | Open Subtitles | حسب ما سمعت من أحد صديقاتي، في نفس الليلة التي اختفت فيها (آبي)ـ |
| Kaba davranmak istemiyorum, ama yeğeninizin yanındaki kaybolan kız... | Open Subtitles | حسنًا، لا أقصد أن أكون وقحًا لكن... الفتاة صديقة ابنة أخيك، التي اختفت |
| Allyson Rebecca'nın kaybolduğu gece caddede park etmiş bir minibüs gördüğünü söyledi. | Open Subtitles | أليسون تذكرت رؤية شاحنة مركونة بالشارع في الليلة التي اختفت ريبيكا بها |
| Taylor'ın kaybolduğu gece. | Open Subtitles | الليلة التي اختفت (تايلور) بها |
| Öyleyse Mobius barındaki kimse seni Melanie'nin kaybolduğu geceden hatırlamaz. | Open Subtitles | إذاً اظن أن لا أحد في (موبيوس تافيرن) سيتذكر رؤيتك في الليلة التي اختفت بها (ميلاني)؟ |
| Utah ve Western Tren Yolu firmasında çalışan bir kondüktör 87 mavi Acura Legend marka bir arabayı Penelope'nin kaybolduğu akşam lokomotif dükkanının yanına park edilmiş görmüş. | Open Subtitles | قاطع تذاكر يعمل في خطوط السكك الحديدية لـ (يوتاه و ويسترن) يقول بأنه رأى سيارة إلكترا ليجند 87)، لونها أزرق داكن ركنت قرب المحل المتنقل في الليلة التي اختفت بها (بينيلوبي) |
| Angela'nın kaybolduğu gece, hemşirelik kariyerine onarılamaz bir hasar verdiğini için endişeli olduğunu söylediniz? | Open Subtitles | (في الليلة التي اختفت فيها (أنجيلا قلتِ أنها كانت قلقة من أنها قد سببت ضررًا بالغًا بمهنتها كممرضة؟ |