"التي تبدأ" - Translation from Arabic to Turkish

    • başlayan bir
        
    • ile başlayan
        
    • şekilde başlayan
        
    • başlayıp
        
    Ve bağlar olduğunda, ne zaman bir bağ bilgisi içerse bağlı olduğu diğer şeyin de bu HTTP ile başlayan bir ismi olmalıdır. TED وعند وجود علاقات، كلما عبّرت البيانات عن علاقة فإن الشيء الآخر المتعلَّقَ به يعطي أحد تلك الأسماء التي تبدأ بـHTTP.
    Orson'dan başlayan bir dalganın git gide büyüyüp, Japonya'ya uzandığını düşünün. Open Subtitles و تلك الموجات التي تبدأ من (أورسون) و تصبح أكبرو أكبروصولاًلليابان.
    Q ile başlayan yedi tane yiyecek adı biliyor. Open Subtitles الأطعمة التي تبدأ بحرفالسين.. إنها تعرف سبع أطعمة تبدأ بحرف السين
    Q ile başlayan Besinler, lütfen. Open Subtitles لنذهب للأطعمة التي تبدأ بحرفالسينمن فضلك..
    Bu şekilde başlayan korku filmleri yapıyorlar. Open Subtitles أنها تجعل الأفلام المخيفة التي تبدأ من هذا القبيل.
    Bu şekilde başlayan konuşmaları çok seviyorum. Open Subtitles تروق لي المحادثات التي تبدأ بهذا الأسلوب
    İnsanlıktan bahsediyorduk, doğumla başlayıp ölümle bitiyor. Open Subtitles كنا نتكلم عن الإنسانيه و التي تبدأ بالولادة و تنتهي بالوفاة
    Z ile başlayan bir kelime söyledi. Open Subtitles ( حسناً , لقد قال الكلمة التي تبدأ بحرف الـ ز ( زنجي ماذا ؟
    Z ile başlayan bir kelime söyledi. Open Subtitles ( حسناً , لقد قال الكلمة التي تبدأ بحرف الـ ز ( زنجي ماذا ؟
    Bu Etiyopya'da başlayan bir hikaye, hikayemizin başladığı yer. Open Subtitles انها القصة التي تبدأ في (إثيوبيا)، حيث بدأت قصتنا.
    Q ile başlayan Besinler, lütfen. Open Subtitles لنذهب للأطعمة التي تبدأ بحرفالسينمن فضلك..
    "F" ile başlayan Meksika şehirlerinin listesini çıkarmaya çalış ve ofisimi ara. Open Subtitles في محاولة للإتصال بمكتبي والحصول على قائمة بأسماء القرى التي تبدأ بحرف الفاء بالمكسيك
    M ile başlayan kelimeleri düşünüyordum. Open Subtitles كنت أتحرى عن الأشياء التي تبدأ بحرف الميم
    "Ö" ile başlayan kelimenin yerine böyle dememiz gerek. Open Subtitles هذه هي الكلمة التي يجب ان نقولها وليس الكلمة التي تبدأ بحرف الميم
    Örneğin, 6. yüzyıldan sonra "p" ile başlayan Almanca kelimeler sistemli olarak "pf" sesine değişirken, bunların Eski İngilizce'deki eşleri "p" sesini değişmeden korumuştur. TED مثال: بعد القرن السادس، تحول نطق الكلمات الألمانية التي تبدأ ب "p" إلى "Pf" بينما حافظ نَظَائِرُهم من الإنجليز على النطق الأصلي لها "p".
    Bu, gözlem ve deneylerle başlayıp, yeni kanıtlar ortaya çıktığında daima yenilenmeye ve reddedilmeye açık olan doğa kanunları hakkındaki genellemelere doğru ilerleyen bir yöntemdir. TED وهي الطريقة التي تبدأ من الملاحظات والتجارب وتنتهي بالتعميمات حول ما يسمى بقوانين الطبيعة، والتي دائما ما تخضع للتعديل أو الرفض إذا مادعت الحاجة لظهور أدلة جديدة.
    Bu normalde tepede CEO ile başlayıp, en altta bireysel işçiye kadar erişim sağlayabileceğiniz, baş aşağı bir yapı. TED هي بنية تبتديء من القمة للقاعدة التي تبدأ عادة مع الرئيس التنفيذي في الأعلى ، وحيث يمكنك التنقل لأسفل على طول الطريق إلى العمال الفرادى في القاع.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more