"التي تهم" - Translation from Arabic to Turkish

• önemli olan

Aslında oldukça temel şeyler -- devamlılık hakkında düşünmek, yedekler hakkında düşünmek aslında önemli olan şeyler hakkında düşünmek.
انها في الواقع اشياء اساسية جدا التفكير في الاستمرارية,التفكير في النسخ الاحتياطية التفكير في الاشياء التي تهم حقا

Esas önemli olan,İşçinin o işten kazandığı para, fabrikada edindiği deneyimler, ve bu deneyimlerin bu kişiyi nasıl geliştirdiğidir.
ما تفعله بالمال الذي تكسبه ، ما تتعلمه في ذلك المكان، وكيف يغيرها، هذه هي الأشياء التي تهم.

Arkamdaki ekranda, değer derken neyi kastettiğimizi görüyorsunuz: Hastaya önemli olan sonucun harcadığımız paraya göre değişimi.
في الشاشة التي خلفي، ترون ماذا أقصد بالقيمة: نسبة النتائج التي تهم المرضى إلى الأموال التي ننفق.

Sanırım Çorba Nazisi haklıydı, önemli olan küçük şeylerdir.
أعتقد رجل الشوربة النازية كان محق ، إنها الأمور الصغيرة التي تهم

Tasarımcılar gelir geçer. önemli olan markadır ve bu markayı ben oluşturdum.
المصممون يأتون ويذهبون إنها العلامة التجارية التي تهم وأنا من طورها

Günün sonunda, sesimiz önemli olan tek enstürmandır.
في نهاية اليوم، أصواتنا هي الأدات الوحيدة التي تهم جداً.

Sana benim için önemli olan tek gerçeği söylemek istiyorum.
أريد أن أخبرك بأن الحقيقة الوحيدة التي تهم

O zaman gerçekten önemli olan konulara gelebiliriz.
عندها يمكننا العودة إلى الأشياء التي تهم حقاً

İnsanlar için gerçekten önemli olan şeyleri konuşmak, tam da umduğum şeydi zaten.
ولكن هذا التحدث عن الأمور التي تهم الناس هذا بالضبط ما تمنيته

Esas önemli olan şehirleşme hızıdır.
لا، إن سرعة التمدن هي التي تهم.

Bu dünyadaki gerçekten önemli olan şeylerle, ıvır zıvır arasında ayrım yapmak zaten zor, süpermarket zincirlerinin iletileri olmasa bile zor, Candy Crush Saga da var tabii.
إنه لمن الصعب التمييز بين الأشياء التي تهم بصدق في هذا العالم وتفاهات الحياة، بدون رسائل بريد عن فروع " السوق الآمن " و الكاندي كراش ساغا.

"önemli olan bahçe değil, yapılan bahçe işleri."
"ليست الحديقة، بل البستنة هي التي تهم".

Başkanın istediği her şeyi elde etmesi ve Britanya için gerçekten önemli olan konulara ilgisiz kalmasına dayalı bir ilişki.
العلاقة مبنية على ما يريد ان يأخذه الرئيس معتمدا على تجاهل كل الاشياء التي تهم... بريطانيا

önemli olan şeyler için, gerçekten çarpışmanız gerekir.
"أعتقد في النهاية عليك أن تقاتل من أجل الأمور التي تهم فعلاً"

önemli olan devam etmeye olan cesarettir.
إنا الشجاعة للاستمرار التي تهم

önemli olan tek gerçek oğlun.
ابنك هو الحقيقة الوحيدة التي تهم

Asıl önemli olan buradaki hareketlerindir.
أفعالِك هي التي تهم لا يهم شئ إذاً

Ama sonunda, şey sonunda, önemli olan kendi ölümünle nasıl yüzleşeceğin.
... لكنفيالنهاية في النهاية، أعتقد بأن كيفية مواجهتك للموت هي التي تهم