| Onun getirdiği etrafımızda dolaşan gazap karşısında tir tir titreriz. | Open Subtitles | التي جلبها الذي نرجف لسماع إسمه و هو الغضب الأسود |
| Walsh'ın yanında getirdiği balıklardan bazıları halen Londra Hunterian Müzesi'nde saklanmaktadır. | Open Subtitles | لازالت بعض الأسماك التي جلبها وولش محفوظة في متحف هانتريان بلندن |
| Ve devam ediyorum, bununla, kitabın getirdiği bu ünle ne yaparım? | TED | وأنا أواصل، ماذا أفعل مع هذا الشئ، هذه الشهرة التي جلبها الكتاب؟ |
| Bay Teal'c getirdiği kan örneğini inceliyordum. Sonra birden aklıma geldi. Histamin seviyesi çok düşüktü. | Open Subtitles | فحصت عينة الدم التي جلبها السيد تيلك هناك هيستامين قليل جدا |
| Binbaşı Sheppard'ın Athosya'dan getirdiği Wraith kolundan alınmış hücrelerle. | Open Subtitles | إستعمالت خلايا من ذراع الريث التي جلبها ميجور شيبارد من أثوس. |
| Bana getirdiği şeyler üzerinde araştırma geliştirme çalışmaları için binlerce doları çöpe attım. | Open Subtitles | لقد أنفقتُ مئات الآلاف بمجال الأبحاث والتنمية بالأشياء التي جلبها لي. الصيغ الكيميائيّة لمْ تكن كاملة. |
| İnandıkları şey bu. getirdiği bütün şeylere ne dersin? | Open Subtitles | هذا مايعتقدونه هم ماذا عن كل الأشياء التي جلبها معه؟ |
| Bu adamın babama getirdiği orospular yüzünden. | Open Subtitles | بسبب تلك العاهرات التي جلبها ذلك الرجل من أجل والدي. |
| Kendisiyle birlikte getirdiği neşeden haberdar mı acaba? | Open Subtitles | أتسائل هل يدري كم السعادة التي جلبها بقدومه |
| Nick'in getirdiği hiç bir örnekle de uyuşmuyor. | Open Subtitles | بالتأكيد لم يطابق أي من العينات التي جلبها نيك |
| Hal'ın geçen ay getirdiği minivana ne oldu? | Open Subtitles | مالذي حصل للشاحنة الصغيرة التي جلبها هال الشهر المنصرم |
| Bu herifin babama getirdiği orospular yüzünden! | Open Subtitles | بسبب تلك العاهرات التي جلبها ذلك الرجل لوالدي! |
| O ve mutlu evime getirdiği o küçük fahişe. | Open Subtitles | هو وعاهرته التي جلبها إلى منزلي السعيد |
| Jeff'in partiye getirdiği, şu ölen kızla kavga eden adam bendim. | Open Subtitles | -كنتُ أنا . -كنتَ أنت، ماذا؟ كنتُ الشخص الذي تجادل مع الفتاة التي جلبها (جيف) للمّ الشمل تلك الليلة، الفتاة التي قتلت. |
| Jimmy, o Luke'un Lincoln'den getirdiği para mı? | Open Subtitles | (جيمي)، أذلك المبلغ من "اللينكون" التي جلبها (لوك)؟ |
| Bu çanta O'Neil'in, Perez'e Mario Blanco için düzenlenen sorgulama kağıtlarını koyması için getirdiği evrak çantası. | Open Subtitles | هذه هي الحقيبة التي جلبها (أونيل) لـ(بيريز) مع أوراق إستجواب (ماريا بلانكو) |
| Bu sana getirdiği 25 bini açıklamıyor. | Open Subtitles | -ذلك لا يُفسر الـ25 ألفاً التي جلبها لك . |
| William'ı ve yanında getirdiği tüm kötülükleri diğer tarafa göndermeliyiz. | Open Subtitles | يجب أن نعيد (ويليام) وكل الشرور التي جلبها معه إلى الجانب الآخر |
| Julian'ın getirdiği ana sistemle ilgili bu taslaklar. | Open Subtitles | الآن، خطط العمل هذه؟ التي في الـ"سيرفر الرئيسي"، التي جلبها (جوليان)؟ |
| Pabu'nun getirdiği, iki bacağını birden kırdığını yazdığın pusuladakiler numara mıydı yani? | Open Subtitles | (لذا هذه الملاحظة التي جلبها إلي (بابو تقول بإنك كسرت كلتا ساقيك كانت مجرد حيلة ؟ |