"التي عاشت" - Translation from Arabic to Turkish

    • yaşamış
        
    • yaşayan
        
    • oturan
        
    • yaşadığı
        
    Onunla bu evde yaşamış olan Zoe arasındaki tek fark şu: Open Subtitles الفرق الوحيد بينها وزوي التي عاشت في هذا البيتِ فقط ذلك
    Selam 3.3 milyon yıl önce yaşamış ve ölmüş üç yaşlarındaki bir kızın en eksiksiz iskeletidir. TED سلام هي أول هيكل كامل لنا لطفلة عمرها ثلاث سنوات التي عاشت وماتت قبل 3.3 مليون سنة مضت.
    Ben, herkese rahatlık sağlayacak kadar para kazanmadığım sürece, kısa ve yabani bir hayat yaşamış olan büyük-büyük annem için övgüye değer birisi olmadığımı biliyorum. TED أعرفُ أنني لست ممتنة لجدتي الكبيرة، التي عاشت حياة قصيرة وقاسية، لو كنتُ أكسبُ بما يكفي من المال لشراء راحة كل مخلوق.
    Ve bu, şimdiye kadar geçmiş yıllarda dünyada yaşayan... ...tüm türlerin küçük bir kısmıdır. TED وهذا هو جزء صغير من جميع الأنواع التي عاشت في أي وقت على الكوكب في العصور الماضية.
    Aynı zamanda bu vadi, bir havza özelliği taşır, yaylalardan havzaya... ...tortu taşıyan ve orada yaşayan hayvanların kemiklerini sürükleyen nehirler akar. TED إنه حوض، والأنهار تتدفق من المرتفعات إلى الحوض، تحمل الترسبات، وتتخللها عظام الحيوانات التي عاشت هناك.
    Bunu, mahalledeki alay konusu evde oturan kız mı söylüyor? Open Subtitles هذا من الفتاة التي عاشت في المنزل الذي كان نكتة الحي؟
    Ailesinin, içinde yaşadığı şiddet sarmalı gelip onu tekrar bulmuştu. Open Subtitles إن موجة العنف التي عاشت فيها عائلتها قد أتت لكي تمسك بها ثانيةً
    Fakat geçmişte yaşamış diğer %99,9 türden öğrenilecek hâlâ çok şey var. TED لكن ما زال هناك الكثير لنتعلمه من الـ 99.9٪ الأشياء الأخرى التي عاشت.
    Geçmişte yaşamış canlıların büyük bir kısmının artık neslinin tükenmiş olması fikri hem şaşırtıcı hem de rahatsız ediciydi. Open Subtitles الاقتراح بأن أغلب الكائنات التي عاشت في الماضي قد انقرضت كان محيراً ومقلقاً
    Burası, kutup bölgelerinde yaşamış zengin dinozor kaynakları içeriyordu. Ve görünüşe göre, buraya, farklı tipte bir katil hakimdi. Open Subtitles إنها من أغنى المصادر بالديناصورات التي عاشت في المناطق القطبية و يبدو أنَّ نوعاً مختلفاً من القـتلة قد ساد هنا
    Yaklaşan şeyin dünyada yaşamış bitki ve hayvanlarla alakası yoktu. Open Subtitles ما هو آت ليس له علاقة مع النباتات والحيوانات التي عاشت على الأرض.
    35 yaşına kadar kadın olarak yaşamış, daha sonra ameliyat geçirmiş ve tıbben ve kanunen erkek olmuş. Open Subtitles التي عاشت كأنثى حتى الـ35، ثم قامت بجراحة وأصبحت طبياً وشرعياً رجل؟
    Dünya'da en uzun süre yaşamış olan canlılar gezegenimizin yaşının yalnızca milyonda biri kadarına dayanabilmiştir. Open Subtitles أطول الأشياء التي عاشت على الأرض صمدت فقط لجزء من المليون من عمر كوكبنا.
    Dünya'daki hayatın başlangıcından buyana, okyanusta yaşamış olan bütün canlılar arasında ya da karada veya havada, bunlardan sadece biri bunu başarabildi. Open Subtitles طوال تاريخ الحياة على الأرض، لجميع المخلوقات التي عاشت أبداً في المحيطات واليابِسَة أو في السماء،
    Suyun altında yaşayan, minicik önemsiz beyaz veya yeşil kabarcıklar. Open Subtitles نقاط متناهية في الصغر بيضاء أو خضراء ، لا تكون شئ محدد و التي عاشت تحت الماء
    Burada yaşayan ve her şeyi görüp deliren kızı? Open Subtitles والفتاة المجنونة التي عاشت هنا والتي رأت كل شيء ؟
    O sıralarda Sovyet Bölgesi'nde yaşayan kız kardeşiyle ilişkisi olmamış. Open Subtitles ولا وجود لاتصال مع أخته التي عاشت في النطاق السوفييتي في ذلك الوقت
    Resmen ayakkabılar içinde yaşayan yaşlı bir kadın olacağım. Open Subtitles سأكون المرأة العجوز التي عاشت في أحذيتها بالمعنى الحرفي للكلمة
    85 milyon yıl önce Moğol çölünde yaşayan dinozorlarda bulunan bir bağlantı. Open Subtitles الصلة التي يمكننا العثور عليها في الديناصورات التي عاشت هنا في الصحراء المنغولية منذ 85 مليون عام مضى
    Aslında değilim ama Topanga'da oturan ve süper hippi olan teyzemin yanında büyüdüm. Open Subtitles في الواقع أنا حقا ليست فرخ الهبي، ولكن نشأت مع عشاء الهبي العمة التي عاشت في توبانغا.
    Claudia burda dört yıl yaşadığı sırada size hiç sorun çıkardı mı? Open Subtitles في السنوات الاربع التي عاشت فيها كلوديا هنا ، هل عملت اي مشاكل ابدا ؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more