| Ve Radboud Üniversitesi'nde yaptığımız şeylerden biri bir dinleme yetkilisi atamak oldu. | TED | واحد من الأشياء التي قمنا بها جامعة رادبود عينا موظف الاستماع رئيسي. |
| İzler, yaptığımız tercihleri hatırlatmak için hevesle gölgede pusu kurarlar.. | Open Subtitles | الأشباح مترصّدة في الظلّ، متلهّفة لتذكيرنا بالخيارات التي قمنا بها |
| Biraz önce yaptığımız şeyin bazı ayrıntıları beni rahatsız etti. | Open Subtitles | انا لم اكن مرتاحة لبعض التفاصيل التي قمنا للتو بها |
| Analiz ettiğimiz DNA miktarı her yıl iki katına çıkıyordu. | TED | كمية بيانات الحمض النووي التي قمنا بترتيبها تضاعف كل عام |
| Bu bizim analiz ettiğimiz uluslararası şirket ağı. | TED | هذه هي شبكة الشركات الانتقالية التي قمنا بتحليلها. |
| Ve sonra, tabii ki Sim City 2000'i de almaya karar verdik, öbür Sim City'i değil, özellikle bunu, yani bu süreçte geliştirdiğimiz kriterler çok güçlüydü ve sadece seçim kriterlerinden ibaret değildi. | TED | وهكذا قررنا، بالطبع، أن يكون سيم سيتي 2000، ليس مدينه سيم أخرى،تلك على وجه الخصوص، وبالتالي فإن المعايير التي قمنا بتطويرها على امتداد الطريق كانت قوية حقاً، ولم تكن فقط من معايير الاختيار. |
| yarattığımız ilk birkaç sistem az çok başarılı oldu. | TED | الأنظمة القليلة الأولى التي قمنا بانشائها، إنها نوعا ما قد جاءت بنتيجة. |
| Ve biraz ... ' Ve tüm yaptığımız şeylerin üzerinden yüksek sesle geçtiler. | TED | ومن ثم استعرضنا كل العملية والعروض التي قمنا بها .. |
| Yani yaptığımız işlerden biri özelleştirme. | TED | إذاً فالخصخصة هي واحدة من الأشياء التي قمنا بها. |
| Bethany, New York ve Boston etkinliklerini ayarladı ve cidden yaptığımız en güzel etkinliklerdi. | TED | بيثاني عملت في مدينة نيويورك وبوسطن، وقد كانت بجد أكثر الأحداث روعة التي قمنا بها. |
| Bu da demek oluyor ki, ölçümünü yaptığımız karanlık enerji miktarını açıklamadaki gizem tamamen farklı bir hale bürünüyor. | TED | بما يعني ان الغموض في تفسير كمية الطاقة المظلمة التي قمنا بقياسها ستؤخذ على شكل مختلف كلياً |
| Fakat tabi ki, gün begün yaptığımız yolculukların çoğu bir şehrin sınırları içindedir ve özellikle | TED | ولكن، أغلب الرحلات التي قمنا بها من يوم الى اخر كانت داخل المدينة، وخصوصا |
| Birkaç yıl önce yaptığımız bir deneyde, bunu denedik. | TED | حسنا، في إحدى التّجارب التي قمنا بها منذ سنوات قليلة، |
| Yani, geçmişte yaptığımız balonla gezme ve botla gezme keşiflerinde | TED | أعني, أعتقد أن الرحلات الإستكشافية بالمنطاد و القارب التي قمنا بها فى الماضي.. |
| Son 10 yılda finanse ettiğimiz şirketlerin gelişen dünyadaki en iyi medya şirketleri olduğuna inanıyoruz. | TED | نحن نعتقد أنه في السنوات العشر الأخيرة مَثَّلت الشّركات التي قمنا بتمويلها أَفضل شركات وسائل الإعلام في العالم النامي. |
| Baskında teşhis ettiğimiz hastane çalışanı bu. | Open Subtitles | هذا الطاقم الطبي الذي تعرفنا عليه من الغارة التي قمنا بشنّها |
| Ufacık bir teknik değişimle bizim teklif ettiğimiz şeyin aynısı. | Open Subtitles | إنها الصفقة التي قمنا بعرضها مع مجرد تغيير بسيط |
| Bunu düşündüğünüzde kendinize sorun: Bu insanlar bizim 20. yüzyılda inşa ettiğimiz aynı vasat şehirlerde yaşamaya mahkum mu yoksa onlara daha iyi bir şey sunabilir miyiz? | TED | عندما تفكر في الأمر، اسأل نفسك؛ هل محكوم على هؤلاء البشر العيش في نفس المدن المُضجِرة التي قمنا ببنائها في القرن العشرين. أو يمكننا تقديم ما هو أفضل لهم؟ |
| New York Times' a , diğer seçkin basına baktığınızda, çok zengin ulusların resimlerini fazlasıyla alırsınız ve istila ettiğimiz ulusları. | TED | حينما تنظرون للنيويورك تايمز، لوسائل الإعلام النخبوية الأخرى، ماتحصلون عليه هو غالبا هو صور عن أوضاع الدول الغنية والدول التي قمنا بغزوها. |
| Oysa 20. yüzyılda geliştirdiğimiz bazı zihinsel alışkanlıkların beklenmedik başka alanlarda da getirisi oldu. | TED | بعض من عادات العقل التي قمنا بتطويرها على مدى القرن العشرين وقد آتت أكلها في مجالات غير متوقعة. |
| Bu bakteriler, enfeksiyon tedavisi için geliştirdiğimiz, hepsi değilse bile, birçok antibiyotiğe karşı dirençli hale gelmişlerdir. | TED | وهي البكتيريا التي أصبحت مقاوِمة للكثير، إن لم يكن لجميع المضادات الحيوية التي قمنا بتطويرها لعلاج هذه الالتهابات. |
| Bizim geliştirdiğimiz araçlardan bazılarını seçiyorlar. | TED | يستخدمون بعض الأدوات التي قمنا بتطويرها. |
| yarattığımız politik kavga acaba problem hükümet mi yoksa sigorta şirketleri mi şeklinde dönüyor. | TED | المعركة السياسية التي قمنا بتطويرها قد أصبحت حول ما إذا كانت المشكلة هي الحكومة أم أن المشكلة هي شركات التأمين. |