| Ardından anladım ki, bugün üzerinde çalıştığımız teknolojinin beş yıl içresinde, 10 yıl içerisinde nasıl görüneceğini derinlemesine düşünmeliydik. | TED | ادركت ذالك الحين ان علينا التفكير بعمق في التكنولوجيا التي نعمل بها اليوم في الخمس أو العشر سنين القادمة |
| Garip, çünkü ben bunu çalıştığımız şirketten yürütme harekatı olarak görüyorum. | Open Subtitles | ذلك مضحك، لأني أراه.. كصنيع من سرقة الشركة التي نعمل بها |
| Şimdi, kemik ikisi arasında bir yerdedir ve bizim laboratuarımızda üzerinde çok çalıştığımız dokulardan biridir. | TED | الآن، العظام هي في مكان ما بين بين، وهي واحدة من الأنسجة التي نعمل عليها كثيراً في مختبرنا. |
| Biz yalnızca böyle çalışırız, şampiyon. | Open Subtitles | تلك الطريقه الوحيده التي نعمل بها، يابطل السباحة |
| Onun meşhur evrim ağacı bizim çalışma şeklimizin diyagramı bile olabilir. | TED | شجرته للتطور المشهورة يمكنها ان تصبح مخططاً للطريقة التي نعمل بها |
| Böylece, birlikte çalıştığımız makinelerin sadece maharetli değil, aynı zamanda göz alıcı olduğu bir dünyaya taşınıyoruz. | TED | لذلك نحن نتحرك إلى عالم تكون فيه الآلات التي نعمل فيها ليست ذكية فقط، بل متألقة |
| Son zamanlarda üzerinde çalıştığımız ana konulardan birisi tıbbi aletler ve apaçık bir ortak nokta görülemese de tıbbi aletler ile Irak’ın elektrik şebekesi arasında bazı ortak noktaları var. | TED | أحد االمشاريع المهمة التي نعمل عليها حديثا هو أجهزة طبية, وقد لا يكون واضحا أن تلك الأجهزة الطبية لديها شيء مشترك مع شبكة الكهرباء في العراق هنالك بعض القواسم المشتركة |
| Size üzerinde çalıştığımız projelerden birinden bahsedeceğim; ReMotion Knee, diz üstünden ampute kişiler için yapılmış bir tip protez. | TED | لذا سأخبركم عن أحد المشاريع التي نعمل عليها ركبة إعادة الحركة، وهي ركبة اصطناعية مصممة لمبتوري الأطراف |
| Bunlar üzerinde çalıştığımız ve şu an detaylarına giremeyeceğim alanlardan bazıları. | TED | هذه بعض المناطق التي نعمل عليها اليوم التي لا يسمح الزمن بالدخول في تفاصيلها |
| Bugün üzerinde çalıştığımız bazı yeni projeleri göstermek istiyoruz. | TED | اليوم نريد أن نريكم بعض المشاريع التي نعمل عليها. |
| Media Lab'de üzerinde giderek daha çok çalıştığımız konular müzik, beyin ve sağlıkla ilgili. | TED | لذا ، واحد من المجالات الواعدة التي نعمل عليها في المختبر هي الموسيقى , العقل والصحة |
| Teknoloji dünyamızı tam olarak anladığında, etkileşim kurduğumuz yönteme, çalıştığımız yönteme ve oynadığımız yönteme yeniden dönüşecek. | TED | حين تفهم التقنية عالمنا حقاً، فإنها ستغير الطريقة التي نتفاعل بها، والطريقة التي نعمل ونلعب بها. |
| Değerleri değiştirebiliriz, çalıştığımız şirketleri değiştirebiliriz ve sonunda, hep beraber, belki dünyayı değiştirebiliriz. | TED | نستطيع تغيير القيمة, نستطيع تغيير الشركة التي نعمل بها، اخيراً, اذا اجتمعنا يمكننا تغيير العالم. |
| Bu ölçeğin devasa gözükmesinin nedeni çözmeye çalıştığımız sorunun ölçeğinin de devasa olmasından kaynaklanıyor. | TED | ولكن إن بدا المستوى ضخما، فهو راجع لمستوى المشكلة التي نعمل على حلّها. |
| Bu şu anda çalıştığımız en muhteşem mağaralardan birini gösteriyor. | TED | هنا يظهر أحد أكثر الكهوف تطرفاً التي نعمل فيها. |
| Ne yaptığımıza, nasıl yaptığımıza ve en önemlisi, çalıştığımız kurumların yapısına özen göstermeliyiz. Ancak bu özeni göstererek kendimizin ve başkalarının bilgeliklerini geliştirmesine fırsat veren kurumların oluşmasını sağlayabiliriz. | TED | ننتبه إلى ما نقوم به، وكيف نقوم به، والأهم ربما، هو الانتباه لهيكل المؤسسات التي نعمل بها، للتأكد من أنه يمكننا نحن والآخرون من إظهار الحكمة بدلاً من قتلها. |
| Hem çalıştığımız vaka hem de rüyan çocukları içeriyor. | Open Subtitles | القضية التي نعمل عليها والقضية في أحلامك كلاهما تحتويان على اطفال |
| Çünkü biz böyle çalışırız. | Open Subtitles | لأن هذه هي الطريقة التي نعمل بها |
| Çünkü biz böyle çalışırız. | Open Subtitles | لأن هذه هي الطريقة التي نعمل بها |
| Bu yenilik dalgası esasen çalışma şeklimizi değiştiriyor. | TED | هذه الموجة الجديدة من الابتكار هي في الأساس تغير الطريقة التي نعمل بها. |
| - Canlı yayına giriyoruz. çalışma şeklimiz size bir bilmece gibi geliyor olabilir. | Open Subtitles | الطريقة التي نعمل بعها قد تكون غامضة لكم |