Üzerinde çok düşündüğümüz şeylerden biri, vücuttaki dokuların yapısını gerçekten anlamak. | TED | ولذلك فإن أحد الأشياء التي نفكر بها كثيراً هو في الحقيقة محاولة فهم بنية وهيكل الأنسجة في الجسم. |
Ancak, bu güçleri es geçerseniz, varacağınız noktanın, daha derin bir itici, ve problemin özü olan, zamanın kendisi hakkında ne düşündüğümüz olacağını düşünüyorum. | TED | لكن إذا تخترقون هذه الدوافع، تحصلون على ما قد يكون الدافع الأعمق لب المسألة, وهي الطريقة التي نفكر بها في الوقت نفسه. |
TED'te gelişen fikirler, hakkında düşündüğümüz fikirler dört gözle beklediğimiz, bunun en ihtişamlı yüzyıl olacağından, eko-felaket olmayacağından ve eko-çöküş olmayacağından emin olacağımız fikirler hayati bir şey. | TED | من الأهمية أن الأفكار التي تُنادي بها في تيد تلك الأفكار التي نفكر بها ، ننظر إلى المستقبل ، ونتأكد من أن يكون هذا أكثر القرون مجدا ، وليس قرن المصائب البيئية ، والإنهيار البيئي . |
Ve bizi yakalayan gerçek şudur ki, tüm yönleri ile tüm dünya inançlarının her birinde, şefkat -- bu akşam düşündüğümüz şekli ile diğeri ile birlikte hissetme kabiliyeti-- sadece gerçek dindarlığn testi değildir, ayrıca Yahudiler, Hristiyanlar ve Müslümanların "Tanrı" veya "Kutsal" olarak adlandırdıklarının huzuruna bizi götürecek şeydir. | TED | وهو أمر مدهش يصوب ويصحح بشكل كامل في كل واحدة من العقائد العالمية الرئيسة، فالتراحم هو المقدرة على الشعور مع الآخر وبالطريقة التي نفكر بها هذا المساء-- ليس فقط لاختبار التدين الحقيقي، ولكن ما يجعلنا في حضور ما يدعوه اليهود والمسيحيون والمسلمون "الله" أو "الإلة"™ |