| Bunu duymak güzel. Bu aralar Henry'nin üzerinde çalıştığı konu hakkında ne biliyorsun? | Open Subtitles | من الجيد سماع ذلك ماذا تعلمين عن القصة التي يعمل عليها هنري الان |
| Meğerse üzerinde çalıştığı kayda o ölünce bir şey kaydedilmiş. | Open Subtitles | تبين أن الاسطوانة التي يعمل عليها.. سجلت شيئاً عندما مات |
| şu an üzerinde çalıştığı bebekler serisi... | TED | إنها مجموعة من العرائس التي يعمل عليها الآن |
| Hayır değil, Bob. Ama bazen işler böyle yürür. | Open Subtitles | بل هي كذلك, يا بوب لكن بعض الأحيان هذه هي الطريقه التي يعمل بها العالم |
| Bu iş böyle yürümüyor mu? | Open Subtitles | أليست هذه هي الطريقة التي يعمل بها؟ |
| çalışma şekli şöyle: Bir mikrofonu alıp sinyali sayısallaştırıyorsunuz ve bir elektrot şeridini doğrudan iç kulağa yerleştiriyorsunuz. | TED | الطريقة التي يعمل بها الجهاز أنّ مايكروفون يحوِّل الموجات إلى إشارات رقمية ويُوضع شريطاً كهربائياً في الأذن الداخلية |
| Joe'yle çıkmasın diye onun çalıştığı yerlerdeki tüm kadınları ayarttığını söyledim. | Open Subtitles | لقد أخترعت قصه عن أن جو يقوم بإغراء كل النساء.. التي يعمل عندهن , حتى لا تخرج معه |
| çalıştığı adamlar senin gizli bir polisle ilgin olduğunu biliyor. | Open Subtitles | الجماعة التي يعمل معها يعلمون أنك متورطة مع ضابط شرطة يعمل متخفي |
| İlk yılımda, bir gün yine içmişti ve çalıştığı şirketin ürettiği bir merdivenden düştü. | Open Subtitles | في عامي الاول شرب بكثرة ذات يوم و سقط من علي سلم صنعته الشركة التي يعمل بها |
| Bir tanesi çalıştığı kız, ...ve diğeri de emlak satın aldığı kız. | Open Subtitles | حصل على الفتاة التي يعمل معها و على الفتاة التي يشتري منها العقارات |
| Bir kaç yıl önce bir gaz firması, üzerinde çalıştığı hikâye için tartışmak maksadıyla bir elemanı işe aldı. | Open Subtitles | قبل سنوات من الزواج شركة الغاز إستاجرت رجل لإزعاجه على القصة التي يعمل عليها |
| İşte Joshua'nın çalıştığı şu nükleer araştırma yeri. | Open Subtitles | انها تلك المنظمة للأبحاث النووية التي يعمل بها جاشوا |
| Rex çalıştığı şirkete ortak olmayı düşünüyor. | Open Subtitles | ريكس يفكر بشراء تلك الشركة التي يعمل بها |
| Bu durumda, şu an üstünde çalıştığı kartı çok seveceksiniz. | Open Subtitles | حسناً، لو كانت هذه هي الحالة، فإنّك ستحبّ البطاقة الجديدة التي يعمل عليها. |
| Ok'un beraber çalıştığı kadın... | Open Subtitles | المرأة التي يعمل سهم معها، هل تعرف هويّتها؟ |
| Bu işler böyle yürür. | Open Subtitles | انها الطريقة التي يعمل بها النظام. |
| - Bu işler böyle yürür. | Open Subtitles | أليست تلك الطريقة التي يعمل بها العالم؟ |
| - Çünkü bu dünya öyle yürümüyor. | Open Subtitles | - لأنها هي الطريقة التي يعمل بها العالم |
| - Dünyada işler öyle yürümüyor. | Open Subtitles | - لا؟ ليست الطريقة التي يعمل بها العالم |
| Mevcut durumun çalışma şekli bu. | TED | هذة هي الطريقة التي يعمل بها الوضع حالياً. |
| Beyninin çalışma şekli beni çok korkutuyor. | Open Subtitles | إنّه يخيفني ، الطريقة التي يعمل بــها عقلــكِ |