- Harvard'da, köhne bir laboratuvarda başka evrene açılan solucan deliği yaratmış biri Walter. | Open Subtitles | مع مختبر الطابق السفلي في جامعة هارفارد، كان والتر قادرة لفتح الثقب في بعدا آخر |
Karıncıktaki deliği hallettik ve ona ilaç tedavisine başlayacağız ki kalp atışlarını düzenlesin. | Open Subtitles | لقد أصلحنا الثقب في البطين وسنعطيه بعض الأدوية ليساعد نبض قلبه |
Hayır, artık yerini bildiğimiz için kalbindeki deliği kapatabileceğiz. | Open Subtitles | كلا , الآن بمعرفتنا ما يوجد هناك سوف نتعامل مع الثقب في قلبك |
Herkes göle gidiyor, çünkü tellerde büyük bir delik var. | Open Subtitles | الجميع ذاهبون إلى البحيّرة لأنه هناك ذلك الثقب في السياج. |
Zarda yarattığımız delik, oluştuktan hemen sonra iyileşiyor. | TED | قبل حتى أن تتمكن من إدراك ما يحدث يكون الثقب في الخلية قد أُغلق. |
Şakaktaki, çatırtıfonun yerleştirildiği deliğe bakın. | Open Subtitles | أنظر إلى الثقب في العظم الصدغي أين تم إدخال المصدح. |
Montreal Protokolü, CFC'lerin, ozon tabakasındaki deliğe sebep olan kloroflorokarbonların aşamalı olarak durdurulmasını istediğinde, riskler çok büyüktü. | TED | عندما طلب برتوكول مونتريال سحب كلوروفلوروكربون تدريجياً، لأن الكلوروفلوروكربون مُقْحَم في الثقب في طبقة الأوزون، كانت المخاطر هائلة. |
Diğerleri de donattaki deliği. | Open Subtitles | واخرون يحصلون على الثقب في الدونات |
Bay George Hearst, şu anda otelin sahibi olan bey açtı o deliği. | Open Subtitles | السيد " جورج هارست " هو الآن مالك الفندق وضع الثقب في هذا الحائط |
Duvardaki o deliği tamir etmeni istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن ترمم ذلك الثقب في الجدار |
Göğüs kemiğindeki giriş, mermi deliği olmayabilir. | Open Subtitles | -هذا الثقب في القصّ قد لا يكون ثقب رصاصة |
deliği yanlış tarafta açtılar. | Open Subtitles | لقد وضعوا الثقب في الجانب الخاطئ |
Dönen ilmekteki deliği kapatalım mı? | Open Subtitles | هل نغلق الثقب في الحلقة العلوية ؟ |
Duvardaki şu deliği görüyor musun? | Open Subtitles | أتشاهد هذا الثقب في الجدار؟ |
Bu künyenin üzerindeki delik keskin ve sert bir şeyle açılmış. | Open Subtitles | هذا الثقب في هذه الشارة تم صنعه بواسطة شيء حاد و صلب |
Tek istediği kalbindeki bu delik yüzünden uzanıp yatmaktı. | Open Subtitles | و قال أنه لم يتمكن من النوم بل كان يطير هناك بسبب ذلك الثقب في قلبه |
Bizi bodrumundaki duvarda bulunan delik hakkında konuşurken duydu. | Open Subtitles | حسنا تعلمين أنها سمعتنا نتحدث عن ذلك الثقب في حائط سردابكِ |
Duvardaki deliğe baksana, aptal. | Open Subtitles | أنظري إلى الثقب في الجدار يا غبية. |
Şimdi burada bir şey ilginç. Bu, Dünya'da gördüğüm her kumdan çok daha farklı görünmekte ve ben Dünya'da çok kum gördüm. İnanın bana. (Kahkahalar) Ortadaki bu deliğe bakın. Bu deliğe aya çarpan bir mikro meteorit neden olmuştur. | TED | الآن، هناك شيء مثير للاهتمام هنا. هذا يبدو مختلفاً جداً عن أي رمل على الأرض قد رأيته من قبل، وقد عاينت الكثير من الرمال على الأرض، صدقوني. (ضحك) انظروا إلى هذا الثقب في الوسط. تلك الحفرة كان سببها نيزك دقيق ضرب القمر. |