| Senin casus kişilik ihtiyacım var... Ve şimdi bizi buradan olsun. Duydun? | Open Subtitles | أريدك أن تقوم بحركات الجاسوسية تلك وتخرجنا من هنا الآن، هل تسمعني؟ |
| Bir casus oyunu sözkonusuysa, bana göre içgüdüler önemlidir. | Open Subtitles | ,حينما يحين وقت الألعاب الجاسوسية بالنسبة لي كل شيء يئول للفطرة |
| casusluk oyununda,... insanların, kendi insanlarına ihanet etmesi için çok uğraşırsınız. | Open Subtitles | في لعبة الجاسوسية تقضي الكثير من الوقت لتجعل الناس يخونون رؤساؤهم |
| Artık bu casusluk işini yapmak istemiyorum, bu yüzden size geldim zaten. | Open Subtitles | لا أريد القيام بالمزيد من الأعمال الجاسوسية السخيفة و لهذا ذهبت إليك في المقام الأول |
| - Bu yalan ve ajan işlerine yeni yeni ısınıyorum. | Open Subtitles | انا فقط يجب ان اعتاد على عملى الجديد الجاسوسية والكذب |
| Şimdi de ajanlık ve cinayetten suçlanıyoruz. | Open Subtitles | محرضين الان نحن عظيم، والجريمة الجاسوسية على |
| Ama benim geçmişimde mükemmel bir casus olacağımı gösteren hiçbir şey yok. | Open Subtitles | لكن لايوجد شئ فى ماضيي يشير بأنى سأكون جيدة فى الجاسوسية |
| Ülke tarihimizin barış döneminin en büyük casus olayı, dönüm noktasına ulaştı. | Open Subtitles | أوّل شاهدة في تاريخ الآدمية وفي وقت السلام تفاقمت الجاسوسية. |
| Doğum gününde sana o casus... - ...donanımını almamalıydım. | Open Subtitles | لم يكن يجدر بي إهداؤك معدات الجاسوسية في عيد ميلادك |
| ve senin değerli casus istasyonunu havaya uçuracak. | Open Subtitles | وسيكون قد قام بتفجير محطتك الجاسوسية الغالية |
| casus romanlarında tek şey doğrudur. | Open Subtitles | تعرفي، تلك الروايات الجاسوسية مُحقة بشأن شيء واحد |
| Bir sürü casus hikâyeleri vardı başkanlar hakkındaki hikâyeler filan. | Open Subtitles | لديه الكثير من قصص الجاسوسية مثل قصص عن الرؤساء |
| Bak, ilk defa casusluk yapmaya zorlanıyorum. | Open Subtitles | هذه مهمتي الأولى بعمل الجاسوسية المتخفي لذا فأرجو أن تكف عن السخرية سأفضل ذلك |
| Söylemesi ne kadar egzotik gelse de, size casusluk okulunda öğretilen .... havada buhar gibi kaybolmayı sağlayan.... süper gizli bir hareket yoktur. | Open Subtitles | يبدو ذلك غريبا، لكنه لا يبدو بأن هناك تنقل للأسرار يعلمونك إياها في مدرسة الجاسوسية الذي يدعك أن تختفي إلى اللاوجود |
| Çocuklar şimdi de geçmişteki casusluk faaliyetlerinden bahsedelim. | Open Subtitles | الجميع, الأن دعونا نتحدث عن الجاسوسية فى تاريخنا |
| Macera, porno, cinayet, casusluk veya bir kaşıkla nasıl boz ayı öldürülür, hangi tür? | Open Subtitles | أو الجاسوسية أو حتى كيف ستقتل الدب الأشهب بملعقة؟ |
| casusluk dünyasında bir kaç hamle oyunu değiştirip hedefinizin güvenilir adamını sizin güvenilir adamınız yapabilir. | Open Subtitles | في عالم الجاسوسية بضع تحركات قد تغير اللعبة كجعل هدفك يثق بك |
| Şu yüksek teknolojili ajan aletlerine bakın. | Open Subtitles | أنظر إلى كل تلك الأدوات المتطورة لغرض الجاسوسية |
| Sizi derin bir ajan oyununa atabilir. | Open Subtitles | ومن الممكنُ أَنْ تكُونَ وكيلا أجنبيا ينصب لك بَعْض الألعاب الجاسوسية العميقةِ. |
| Yani sadece özel hayatım değil, ajanlık hayatım da berbat-- | Open Subtitles | ليس في حياتي الشخصية فقط أخفق بل في حياتي الجاسوسية كذلك |
| Yani ajanlığı bıraksam ne yapardım hiç bilmiyorum. | Open Subtitles | أعني لا أعرف ماذا أفعل لو تركت حياة الجاسوسية |
| Ajanlığın nasıl bir şey olduğunu sanıyorsun bilmem ama hiçbir şey bildiğin yok. | Open Subtitles | أيا كنت تعتقد أنك تعرف عن الجاسوسية أنت مخطأ ، أليس كذلك؟ |
| Casusçuluk? | Open Subtitles | أتمارس ألعاب الجاسوسية الحمقاء؟ |