| Tabii ki, iyi tarafından bakarsak, hamile fıstıkların jimnastiğe gitmesine gerek yok. | Open Subtitles | بالطبع, الجانب الإيجابي الفتيات الحوامل لا يضطروا إلى الذهاب إلى صالة التمارين |
| İyi tarafından bakarsak ülkedeki en iyi striptiz kulüplerinin burada olduğunu duydum. | Open Subtitles | الجانب الإيجابي في الأمر، سمعتُ بأن لديهم أفضل نوادي تعري في البلاد |
| Fakat Victoria, bir de olumlu tarafından bak. | Open Subtitles | لكن، فيكتوريا، ننظر إلى الجانب الإيجابي. |
| Ama olumlu tarafından bakmamız gerektiğini düşünüyorum. | Open Subtitles | لكنني أعتقد أنه يجب علينا رؤية الجانب الإيجابي |
| Ama öte yandan, bizde tam adam asmalık bir jüri var. Vur davula! | Open Subtitles | لكن من الجانب الإيجابي لدينا أيضاً هيئة محلفين منظرين, أبدأو |
| Yani tam olarak da hastalığın iyi tarafı değil. | TED | وبالتالي لم يكن دائما الجانب الإيجابي من المرض. |
| İyi yanı o farkında olmadan şarabına fıstık koyabildim. | Open Subtitles | وعلي الجانب الإيجابي ، استطعت أن أضع فسدق في نبيذها بدون أن تلاحظ |
| Ben sadece iyi yanını görmeye çalışıyorum, hepsi bu. | Open Subtitles | أنا أحاول أن أرى الجانب الإيجابي من الأمر, هذا كل شيء. |
| Olaya iyi yönünden bakalım, evet. | Open Subtitles | انظروا إلى الجانب الإيجابي في الرحلة, تمام. |
| İşe iyi tarafından bakın. Parmak boğumlarınız çok güzel. | Open Subtitles | ولكن، على الجانب الإيجابي لديك عقد جميلة |
| Ama iyi tarafından bakarsak bu, hayatım boyunca yaptığım hataların en iyi belgelenmiş olanıydı. | Open Subtitles | و لكن على الجانب الإيجابي هذا هو أفضل فشل موثق في حياتي |
| Ama iyi tarafından bakarsak, 5K'da koşmak zorunda değilim | Open Subtitles | ولكن من الجانب الإيجابي لن أركض الخمسه كيلو |
| İyi tarafından bakın, tamam mı? | Open Subtitles | تطلعي على الجانب الإيجابي للأمر، هل تتعرفين؟ |
| Şimdi artık... iyi tarafından bakma zamanı geldi. | Open Subtitles | آن الأوان للنظر إلى الجانب الإيجابي |
| Fakat olumlu tarafından bakacak olursak canlı doğal habitatına geri döndü. | Open Subtitles | ،لكن الجانب الإيجابي .تم إعادة العينة إلى بيئتها الطبيعية |
| İşe olumlu tarafından bak. | Open Subtitles | أنظر إلى الجانب الإيجابي لهذا، |
| Öngördüğüm bir risk alıyorum. Bir yandan.. | Open Subtitles | أنا بصدد مخاطرة محسوبة, ما هو الجانب الإيجابي ؟ |
| Öte yandan, benim için en hayırlısı bu. | Open Subtitles | على الجانب الإيجابي, هذا أفضل بالنسبة لي شخصياً |
| İyi tarafı o calculus hakkında senden çok şey biliyor. | Open Subtitles | الجانب الإيجابي أنه أعلم منك بمقدمة التفاضل والتكامل. |
| Fermuarın uzunluğu hoşuma gitmedi ama işin iyi tarafı suya dayanıklı gözüküyor. | Open Subtitles | حسناً , لم يعجبني طول السحاب ولكن على الجانب الإيجابي فإنه يبدو كـمعطف مطري |
| Sanırım işsizliğin en iyi yanı her gün kravat takmak zorunda olmaman. | Open Subtitles | أعتقد أنّ الجانب الإيجابي للبطالة أنّك غير مضطر لاختيار ربطة عنق كلّ صباح. |
| Böyle bir kriz her zaman insanların en iyi yanını ortaya çıkarmaz. | Open Subtitles | حادثة مثل هذه لا تظهر الجانب الإيجابي من الناس دائماً. |
| - Bir de iyi yönünden bak. - Nasıl yani? | Open Subtitles | ـ مع الجانب الإيجابي ـ ماذا تعني؟ |