"الجانب من" - Translation from Arabic to Turkish

    • tarafına
        
    • tarafını
        
    • tarafındaki
        
    • tarafı
        
    • kısmını
        
    • kısmına
        
    • tarafında her
        
    • diğer tarafında
        
    • tarafta
        
    Bu biraz Disney kanalını odanın öbür tarafına atmış olmak gibi birşey. Open Subtitles إنه كشخصية كرتونية في قناة ديزني في ذلك الجانب من هذه الغرفة
    Ve inişte de, gördüğümüz gibi, kanalın bu tarafına varışta paraşüt kullanıyorsunuz. TED ثم تهبط كما رأينا، بوصولك لهذا الجانب من القناة، هو عن طريق المظلة.
    Stresin bu tarafını anlamak için bir hormondan, oksitosinden bahsetmemiz gerekiyor. Biliyorum ki oksitosinin olabildiğince reklamı yapıldı. TED لفهم هذا الجانب من الضغط، علينا التحدث عن هرمون هو أوكسيتوسين، واعلم بأن الأوكسيتوسين قد حصل
    Güneşin en parlak ışınları, Dünya'nın hep bu tarafını ısıtır ve aydınlatır ki az önce de tam bu tarafa döndü. Open Subtitles النور الساطع للشمس دائما ما يلقى بحرارته وضوءه على هذا الجانب من الأرض. والذى يستمر فقط بالدوران من حوله.
    İşte odanın bu tarafındaki insanlarla diğer tarafındaki insanları bir araya getirmek bu kadar zor. TED هذه هي درجة صعوبة جمع أشخاص من هذا الجانب من الغرفة مع أشخاص من ذلك الجانب من الغرفة.
    Caddenin bu tarafı, öğleden sonra güneş almıyor. Open Subtitles هذا الجانب من الشارع لا يدخله شمس الظهيرة
    Hayır, sadece Chandler'ın konuşma kısmını yapıyordum. Open Subtitles لا، كنت مجرد القيام تشاندلر الجانب من المحادثة.
    Şey, orjinal planlara göre, binanın bu kısmına döşenmiş tesisat borusu bulunmuyor. Open Subtitles حسناً، وفقاً للرسومات الأصلية لا توجد مواسير سباكة في هذا الجانب من المبنى
    Ama burada, sokağın bu tarafında her şey gridir. Open Subtitles ولكن هنا، على هذا الجانب من الشارع، إنّه كئيب وحسب
    efendim, kontuarın diğer tarafında kalmalısınız. Open Subtitles سيدي, يجب أن تبقى في ذاك الجانب من العداد
    Yüzünün o tarafına vurulmuştu. Open Subtitles كانت مضروبة بشدة على هذا الجانب من وجهها
    Yüzünün o tarafına vurulmuştu. Open Subtitles كانت مضروبة بشدة على هذا الجانب من وجهها
    Çocuklar, ipin bu tarafına gelemezsiniz. Open Subtitles يا أطفال ، لا يمكنكم أن تأتوا من هذا الجانب من الحبل
    En son garajımın yan tarafına baktığımda öyleydi ama. Open Subtitles حسنا، وآخر مرة نظرت، كان الجانب من بلادي المرأب في الأماكن العامة.
    Bir çok kişi "Neyin var, Reggie? Neden vücudunun sadece bir tarafını çalıştırıyorsun?" diyor. Open Subtitles معظم الناس تقول ما مشكلتك تمرن هذا الجانب من جسمك
    Yazarlar ve film yapanlar daha çok kadınların tarafını incelerler. Open Subtitles منتجو أفلام يجب أن يبحثوا في ذلك الجانب من النساء أكثر.
    Sakladığın silahı alabilirsek onun silahını da alıp, bankanın bu tarafını ele geçiririz. Open Subtitles إن استطعنا الحصول على المسدّس الذي خبّأتَه ثم نضع أيدينا على مسدّسه نكون قد غطّينا هذا الجانب من المصرف
    Şehrin bu tarafındaki tek motel hanımefendi. Open Subtitles هذا هو النزل الوحيد الذى لدينا فى هذا الجانب من المدينة يا سيدتى
    Sınırın bu tarafındaki tasfiye işlemlerindeki yetkili değil mi o? Open Subtitles أليس مسؤولاً عن تطهير هذا الجانب من الحدود ؟
    Habeşistan tarafındaki tüm sığır ve tahılı getirmiş olmalısın. Open Subtitles كان يجب أن تحضروا كل الحبوب السائبة و اللحم البقرى الى هذا الجانب من الحبشة
    Kulenin o tarafı atletizm pistine bakıyordu, Open Subtitles هذا الجانب من البرج يطل على ساحة النشاط والرياضة
    200 metre aşağıda cami'nin köşesi, caddenin doğu tarafı. Open Subtitles على بعد 20 مترا في هذا المربع السكني هذا الجانب من المسجد، والجانب الشرقي من الشارع
    Ailemin o kısmını bir daha görmedim. Open Subtitles لذا لم أعد أرى ذلك الجانب من العائلة بعد الآن
    Bizi nehrin bu kısmına hapsettilerse bombalamalarına gerek yok. Open Subtitles لن يكونوا بحاجة إلى تفجيرنا إذا حبسونا في ذلك الجانب من النهر.
    Kıyının bu tarafında her zaman daha hızlı olacak, daha kıvrak. Open Subtitles على هذا الجانب من الساحل، سيكون أكثر سرعة وأكثر قدرة على المناورة
    Binanın diğer tarafında olmamız, bir anda mum ışığında dans edeceğimiz anlamına gelmiyor. Open Subtitles خبر جديد. كوناا على نفس الجانب من المبنى لايعني أنه نستطيع أن نظيء الشموع أو نرقص بهدوء
    Booth'da aynı tarafta otururuz ya da krem tatlısını ayırırız. Open Subtitles ربما سنجس بنفس الجانب من طاولة أو نتشارك فطيرة لذيذة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more