Gerçekten her şeye kâdir olsaydı, kendini gösterme cesareti olurdu. | Open Subtitles | لو كان مطلق القدرة لكان لدية الجرأة على إظهار نفسه. |
Unutmayın, biri size gülerse bunu yapacak cesareti olmadığı içindir. | Open Subtitles | فذلك لأنهم لا يمتلكون الجرأة على أن يفعلوا ذلك بأنفسهم. |
Eğer onu seviyorsam, yoldan çekileceğini söyleyecek cesareti bulabildi. | Open Subtitles | وصلت بها الجرأة على ان تقول انها ستتوقف عن اللحاق بـ لوكاس اذا اخبرتها اني احبه |
Yarın Joshua geliyor, ve bende ona çıkma teklifi edecek cesaret yok ona bir mont satacağım ve bunu cebine koyacağım. | Open Subtitles | جوشوا سيأتي، و ما دمت لا أملك الجرأة على طلب الخروج معه لذا سأبيعه معطف وأضع هذه الورقة في جيب المعطف |
Yarın Joshua geliyor, ve bende ona çıkma teklifi edecek cesaret yok ona bir mont satacağım ve bunu cebine koyacağım. | Open Subtitles | جوشوا سيأتي ، و ما دمت لا أملك الجرأة على طلب الخروج معه لذا سأبيعه معطف وأضع هذه الورقة في جيب المعطف |
Başkanın kızını s.kme cesareti gösteren bir sağlık çalışanı. | Open Subtitles | مسجل صرف صحي لديه الجرأة على مضاجعة ابنة العمدة |
İşlediği cinayetleri araştırmak için polis merkezimizdeki laboratuvarımıza gelebilecek kadar cesareti olduğunu mu düşünüyorsun? | Open Subtitles | اتعتقدي حقاً أن لديه الجرأة على القدوم لمعملنا الذي يحقق في الجرائم التي ارتكبها؟ |
Gerçeği anlatmaya cesareti olan yazarlar istiyorum. | Open Subtitles | أريد فقط الكتّاب الذين يملكون الجرأة على قول الحقيقة |
cesareti olanlar kazanacak! | Open Subtitles | الذين يملكون الجرأة على الحرب. |
Çünkü sen değildin. Tyler'ın yalan söyleyecek cesareti yok. - Hey. | Open Subtitles | لانه لم تكن انت و "تايلر" ليس لديه الجرأة على أن يكذب علي |