| Güney Kapısı'nda, senden bolca hareket bekliyoruz. gürültü koparmaya çalış. | Open Subtitles | نحتاج أن تصنع تمويهاً عند البوّابة الجنوبية، اصدر بعض الجلبة. |
| Nasıl unutabilirim ki, patron? Oldukça gürültü çıkarmıştı. | Open Subtitles | لا يمكنني نسيانها، من الجلبة التي أحدثتها |
| Ama tüm o oymalar, takıntılar ve aramalardan sonra tüm bu yaygara ne içinmiş görmek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | لكن بعد كل ذلك النقش والهوس والبحث، أنا جد متلهف لأرى سبب كل هذه الجلبة. |
| Şimdi, eğer dövüşmek, yaygara ve küfür etmek istiyorsan, onu geri alırsın. | Open Subtitles | إن كنتما تريدان الجلبة والشتم اذهبا إلى الخلف |
| Bütün bu telaş neyin nesi anlamıyorum. | Open Subtitles | لا ادري ما السبب لكل هذه الجلبة |
| Bu şamata da ne? | Open Subtitles | ما هذه الجلبة ؟ |
| Çok ses çıkacak ama, hiçbir şey değişmeyecek. | Open Subtitles | والذي يعني الكثير من الجلبة لكن تغيير الأمور ليس سريعاً |
| Bu curcuna da arkadaş istersen, evine bir köpek al. | Open Subtitles | وسط هذه الجلبة فعليك إقتناء كلب |
| Bütün gürültüyü çıkaran var ya, işte o. | Open Subtitles | الذي يثير الجلبة |
| O eve iş getirecek,çok fazla gürültü yapmamaya çalış. | Open Subtitles | وهو سوف يحضر معه بعض العمل لينجزه في البيت لذا ، حاولا ألا تصدرا الكثير من الجلبة |
| Eşyalarını topla, gürültü yapma... ev işlerine yardım etmeye çalış. | Open Subtitles | طهر نفسك, شاهد الجلبة حاول ان تساعدنا بالمنزل, حسنا؟ |
| gürültü yapmak yasak, bakmak, görmek yasak, dedikodu yapmak yasak, emre itaatsizlik yasak, erkek yasak! | Open Subtitles | والآن، لائحة الممنوعات. إحداث الجلبة ممنوع النظر والرؤية ممنوعان |
| Kartel ülkede çok gürültü yapmaya başladı. - Tıngırtı. | Open Subtitles | العصابة ابتدأت بعمل الكثير من الجلبة في الولايات المتحدة |
| Weston istasyonunda gürültü kopartan da Matmazel Florence değildi. | Open Subtitles | ولم تكن الآنسة "فلورنس" التي أحدثت الجلبة في المحطة |
| Tüm bu betimlemeler bir sürü yaygara yarattı. Ve ben mide bulandırıcı bir sanatçı olarak olarak gösterildim. Basın bunun hakkında yazıyordu, bilirsiniz, tüm sayfalar bunun ne kadar kötü olduğu hakkındaydı, | TED | كل هذه الصور التي كانت تثير كثير من الجلبة وكان يشار إلي كفنانة مقززة. الصحافة كانت تكتب عن ذلك, تعلمون, يعطون صفحات كاملة عن كيف كان ذلك بشع |
| Bu durumda şöyle diyelim, Howard evrim hakkındaki bütün bu yaygara ve telaşın sana zarar verdiğini düşünüyor musun? | Open Subtitles | حسناً ، دعنا نضعه بهذه "الطريقة يا " هاوارد كل هذه الجلبة حول التطور |
| Bakın, bir yaygara çıkmasın yeter. | Open Subtitles | حسنا ، فقط إحرص على تفادي الجلبة |
| ve sen sürekli başımda telaş yapınca işler daha iyiye gitmiyor! | Open Subtitles | ولا يساعدني عندما تثيرين باستمرار الجلبة من حولي! |
| Bu şamata da ne? | Open Subtitles | ما هذه الجلبة ؟ |
| Herneyse, bizim bölüm çok fazla ses getirdi. | Open Subtitles | على أي حال، فرقتنا أحدثت الكثير من الجلبة |
| Bu curcuna da neyin nesi? | Open Subtitles | ما كلّ تلك الجلبة ؟ |
| Bütün gürültüyü çıkaran var ya, işte o. | Open Subtitles | الذي يثير الجلبة |
| Bu konuda tutuklanmayabilirsiniz, ama emin olun ki olay çıkacaktır. | Open Subtitles | قد لا يتمّ اعتقالك بسبب ذلك , لكن تأكد بأنّ ذلك سيثير بعض الجلبة |
| Kargaşa yaratmana gerek yoktu. | Open Subtitles | لم يكن عليك ان تخلق كل هذه الجلبة |
| Sanırım, o yaygaranın içinde, kendi adıma imzalamış olabilirim. Ne olmuş? | Open Subtitles | أعتقد , خلال الجلبة كلها ربما قد وقعت بأسمي الحقيقي |
| Grupta yeni biri var, lütfen bu konuda fazla patırtı çıkarmayın. | Open Subtitles | لدينا عضو جديد بالمجموعة، ودعونا لا نصنع كثيرا من الجلبة بشأن ذلك |