| derlerdi. Ben de o zamanlar, kafatası iskeletlerinin bilimsel toplanışının tarihi üzerinde çalışıyordum. | TED | وفي ذلك الوقت، كنت أعمل في قسم التاريخ الخاص بالمجموعات العلمية عن الجماجم. |
| Belki de onları masamın üzerine kafatası fırlatmaktan tutuklayınca fikirlerini değiştirirler. | Open Subtitles | ربما يغيّرون عقولهم، عندما أعتقلهم بتهمة القاء الجماجم على أرضيتي. |
| kafatasları yerden fırlar ve turistik yerlerde ağzı açık bakılmak için sergilenir. | TED | برزت الجماجم خارج الأرض وعُرضت للعامة للتحديق بها. |
| Kurukafalar bu yıl en iyi adayları mı seçecekler... yoksa her zamanki gibi şımarık zengin oğlanları mı alacaksınız? | Open Subtitles | هل الجماجم ستلتقط أفضل المرشّحين لهذه السنة حقاً أم هل ستذهب بنفس الدفعة القديمة من الأولاد الأغنياء الفاسدين؟ |
| Yapma Taylor o bir "Kurukafa" bu hafta seçmeleri yapacaklar. | Open Subtitles | هيا يا تايلور إنه من الجماجم سيقومون بإختياراتهم هذا الإسبوع تعرفين كم هذا كبير؟ |
| Kuru kafa sikenlerden biri olabilir. | Open Subtitles | أعتقد أنه ربما يكون أحد الذين يمارسون الجنس مع الجماجم |
| kafatası tapınağı -- adanın kafa-avcılığı geçmişini gösteren kanıtlar | Open Subtitles | قبور من الجماجم دليل علي ماضي القرية من اصطياد الإنسان |
| Fakat kafatası parçaları... makinenin sağ tarafından, ve ayakları sol tarafına düşüyordu. | Open Subtitles | لكن أجزاءً من الجماجم كانت قد سقطت من الجهة اليمنى لتلك الآلة فيما سقطت الأقدام من على الجانب الأيسر |
| Tek yapmak istediğim kafatası parçalayıp kız sikmekti. | Open Subtitles | كُل ما أردت فعلهُ هُو تحطيم الجماجم و مُعاشرة الفتيات. |
| Caddelere çıkmam ağaç dikmem, birkaç kafatası kırmam lazım... | Open Subtitles | احتاج ان اكون بالخارج في الشوارع ازرع الاشجار واكسر الجماجم |
| kafatasları içeri çökmüş. Koca kemik parçaları dağılmış. | Open Subtitles | هشمت الجماجم بحيث لم تبقي قطعة عظم جميعها اختفي |
| Ailesinin kafatasları bile değildi | Open Subtitles | اتعرف ان الاجابة هي انه ولا واحدة من هذه الجماجم هي لعائلتها |
| - kafatasları ile bu kutsal yer ... - Evet, evet. | Open Subtitles | ــ حسناً, هذا المكان المقدس و الجماجم ــ نعم, نعم |
| Ama Kurukafalar seni asla kabul etmeyecektir. | Open Subtitles | لكن ليس هناك طريق في الجحيم أنت تصبحي مستعملة في الجماجم |
| Ama eğer Kurukafalar da diğer gruplar gibi olsaydı burada olmazdık değil mi? | Open Subtitles | لكن إذا الجماجم كانت مثل كلّ المجتمعات الأخرى نحن لن نكون هنا، أليس كذلك؟ |
| Eğer bunu kendi adıma becerebilirsem... yani bir şekilde Kurukafa olabilirsem... belki Sam'e olanları unutmasına yardım edebilirim diye düşündüm. | Open Subtitles | او إذا كان هناك بأية حال يمكنني أن أصبح من الجماجم ويساعدني بالتغلب على سام |
| Birinin kızı ilk Kurukafa olacaksa... bu benim kızım olsa iyi olur. | Open Subtitles | إذا كان هناك فتاة ستصبح الإمرأة الأولى في الجماجم فمن الأفضل أن تكون فتاتي |
| İskeletler yoktu ama... parçalanmış kafa, ayak, uzun kemik parçalarıydı. | Open Subtitles | لم تكن تلك هياكل عظمية و لكن أجزاءً من الجماجم و الأقدام قد جرى اقتطاعها من العظام الطويلة |
| Bin yıl önce inançsızların kafataslarını yarmak için kullanılan bir tören baltası. | Open Subtitles | هو فأس رسمي المستعمل قبل أكثر من ألف سنة لشقّ الجماجم متشكّكين. |
| Masonlar, Skull Bones falan. | Open Subtitles | مثل مجتمع الماسونيين او الجماجم والعظام |
| Selam, Skullbox'un ofisini aradınız | Open Subtitles | مرحباً، لقد وصلت الى مكتب (صندوق الجماجم)ّ |
| Kemikleri kırmak, kafaları patlatmak zorundasınız! | Open Subtitles | ! لذا، يجب ان تـُحطـّموا العظام ! وتسحقون الجماجم |
| - Doktorlar kafatasını delmek için ne kullanır? | Open Subtitles | ماذا يستعملون الأطباء لتكسير الجماجم ؟ |
| Sanırım Kurukafaların da aynısını yapmalarının vakti geldi. | Open Subtitles | أعتقد أنه حان الوقت الذي تفعل به الجماجم نفس الشيئ |
| İnsan ve insan gelişimini incelerler, kafataslarına bakıp insan beynini filan incelerler. | Open Subtitles | انه يدرس البشر وتطورهم يبحث عن الجماجم ويفحص الرؤوس وما شابه |
| Bu kafataslarından bazıları 200,000 yıldan daha eski. Biraz saygı göster. | Open Subtitles | بعض من تلك الجماجم تبلغ أكثر من مئتي ألف عام، أظهر بعض الإحترام |