| Sürekli aynı konuşmalar, aynı düzen, haftada iki kez aynı pozisyonda seks. | Open Subtitles | نفس النقاشات نفس الاعمال و ممارسة الجنس في نفس الوضع مرتين اسبوعيا |
| Tekrar yazmışsın, harika olmuş. Halk arasında seks. Buna bayıldım. | Open Subtitles | إعادة الكتابة ممتازة, لقد أحببت ممارسة الجنس في الجلسة العامه |
| Lisedeyken, annemin arabasında biriyle seks yapıp, sonra o kişinin ben olduğu söyledin. | Open Subtitles | وفي الثانويه , مارستـي الجنس في سيارة والدتي وأخبرتيهـا بـ انها كانت أنـا |
| Biliyorum ki cinsiyet objektifini güncel müfredata dahil etmenin önemini görecekler. | TED | وأعلمُ أنهم سيرون قيمة دمج عدسة نوع الجنس في المناهج الحالية. |
| Sonrasında benimle tekrardan havuz seksi yaparsan bekli kendimi iyi hissederim. | Open Subtitles | يمكننا ان نمارس الجنس في المسبح مرة اخرى و سأشعر بتحسن |
| Gençken bunun üzerinde seks yapmaya çalıştım ve az kalsın boynuma dolanıyordu. | Open Subtitles | أتعرف؟ , عندما كنت صغيرة, حاولت ان امارس الجنس في هذا الشيء |
| Dediğine göre okula gelmişsin ve bizi yatağında seks yapmakla suçlamışsın. | Open Subtitles | لكنها قالت بأنكِ حضرتي للمدرسة و اتهمتنا بممارسة الجنس في سريركِ. |
| Yıllardır önde gelen çalışmalarıyla onlar ülkenin bir numaralı seks uzmanları. | Open Subtitles | إنّهما كبيرا خبراء الجنس في البلاد، وأمامهما سنوات من العمل المتطور. |
| Size vahşi seks hakkında bilmiyor olabileceğiniz bir kaç şey söylemek için buradayım. | TED | أنا هنا لكي اخبركم بعض الأشياء التي لربما لم تعرفوها عن الجنس في البرية. |
| Seksin başlı başına doğal olduğunu ama seks endüstrisinin onu mekanikleştirip endüstriyelleştirdiğini söyleyen bir kadın. | TED | تقول إحدى النساء، أن الجنس في حد ذاته شيء طبيعي ولكن صناعة الجنس تفرغه من معناه أو تجعل منه أشبه بسلعة تباع. |
| Atlanta, Georgia'daki seks ticareti, toplam uyuşturucu ticaretini geçiyor. | TED | تجارة الجنس في ولايتي أتلانتا وجورجيا تفوق كامل تجارة المخدرات فيهم. |
| Bu demektir ki bu John'lar muhtemelen gün ortasında seks satın alıyorlar. | TED | وهذا يعني أن الزبائن من المحتمل أنهم يشترون الجنس في منتصف وقت العمل. |
| Normal porno filmlerde ... seks en önemli unsurdur. | Open Subtitles | أعتقد أن الجنس في الافلام الاباحية العادية,.. نراه من الدماغ. |
| Madem seks bu kadar önemli şu an burada masanın üstünde yapıp, aradan çıkarabiliriz. | Open Subtitles | إذا كان الجنس في غاية الأهمية أنت وأنا يمكننا فعل ذلك هنا على المكتب، أبعد كل الأغراض |
| seks için bir yere ihtiyacı vardı ve sen bizim garajı mı önerdin? | Open Subtitles | أراد ممارسة الجنس في مكان ما واقترحتم عليه المرآب؟ |
| Bir erkek günde ortalama 238 kez seks düşünüyormuş. | Open Subtitles | متوسط تفكير الذكر 283 عن الجنس في اليوم الواحد |
| Sizi okulda seks yaparken yakaladığımı söylerim. -Yalan bu! | Open Subtitles | سأقول للجميع بأنني ضبطتكما تمارسان الجنس في المدرسة |
| Pawtucket Patriot biraları.Eğer alırsanız, ateşli kadınlar arka bahçenizde seks yapacaktır | Open Subtitles | بيرة باتريوت, لو اشتريتها كل النساء الجميلات سيمارسون الجنس في حديقة منزلك |
| Ve bu benim hem beyindeki cinsiyet farklılıklarını , hem de daha olgun olup, penisin anatomisi ve fonksiyonunu ele alan çalışmalarım için geçerli. | TED | وذلك صحيح في مشروعي الحالي حول فروقات الجنس في الدماغ, وعملي المتخصص حول تشريح وعمل الاعضاء التناسلية الذكرية |
| Bilinçsiz önyargı alanında 1970 ve 1980'lerde cinsiyet hakkında yapılan çok meşhur deney var. | TED | وهناك تجربة شهيرة في مجال التحيز اللاواعي وذلك في مجال الجنس في السبعينات والثمانينات. |
| Bu "tahtakurusu seksi" ve bunu travmatik dölleme olarak adlandırabiliriz. | TED | هذا هو الجنس في قراد الفراش هو ايضاً يسمى بجدارة صدمة التلقيح. |
| Eskiden sabah seksi için ölüp biterdin. | Open Subtitles | لقد كنت الشخص الذي يفضل ممارسة الجنس في وضح النهار |