| Nicolai isimli bir casus vardı güneyde faaliyet gösteriyordu ve Lescovar adını kullanıyordu. | Open Subtitles | كان هناك عميل يدعى نيكولاي يعمل في مكان ما من الجنوب من هنا و يطلق على نفسه أيضا ليسكوفر |
| güneyde korkudan yararlanma geleneği vardır. | Open Subtitles | لقد كان الجنوب من تقاليد الجنوب التحلي بشئ من الخوف |
| Bu eşsiz, daha önce bu kadar güneyde bir Pikt bulunmamıştı. | Open Subtitles | إنها فريدة من نوعها لأنه لم يتم العثور على بيكت على هذا البعد في الجنوب من قبل |
| Birisi B.D. Ordu maaş arabasını pusuya düşürmüş buranın biraz güneyinde. | Open Subtitles | أحداً ما تربص لعربة مرتبات الجيش الامريكى. فى الجنوب من هنا. |
| Pekâlâ, ormanın içinden güneye doğru giden bir hat istiyorum. | Open Subtitles | . انا أريد عمل مسح على الجنوب من خلال الغابة |
| Güney Kutbu hariç, çekim yapmak için ana karanın en güneyine geldik. | Open Subtitles | لقد جئنا للطرف الجنوب من القارة بجوار القطب الجنوبي لنصوّر هذا الفيلم |
| Ama bu fırsatı güneydeki dostlarımızın ve kuzenlerimizin asker, teçhizat, at, erzak ve genel olarak ekipman durumlarını değerlendirmek için kullanabilirsin. | Open Subtitles | لربما عليك أن تنتهز الفرصة لتحكم كيف سيكون رد أقربائنا في الجنوب من حيث الرجال , القوات الخيل , و عربات |
| Bu sabah rastladık. Buradan sadece birkaç km güneyde. | Open Subtitles | رأينها هذا الصباح أنها على بعد القليل فى الجنوب من هنا |
| Meksika'nın başka kesimlerinde de yüksek ormanlara sahip başka bölgeler var, batıda ve güneyde. | Open Subtitles | هنالك مناطق أخرى بغاباتٍ شاهقة في أنحاءٍ عدّة من المكسيك، إلى الغرب من هنا، إلى الجنوب من هنا، |
| güneyde bir vampir çalışma kampı var. | Open Subtitles | هناك معسكر عمل لمصاصي الدماء في الجنوب من هنا |
| - Buradan dört beş mil güneyde onlara rastladık. | Open Subtitles | -ذهبنا عبرهم أربعة، خمسة ميلا الى الجنوب من هنا |
| Bizim bölgede değil de, biraz güneyde. | Open Subtitles | ليس في بلدنا، ولكن إلى الجنوب من هنا. |
| Korkarım ki arabamızı kaybettik ve gönderiniz buradan birkaç mil güneyde. | Open Subtitles | ... أخشى بأننا فقدنا عربتنا وشحنتك على بعد بضعة أميال إلى الجنوب من هنا |
| Pekala, bir şehir var. Hemen güneyde. | Open Subtitles | هناك بلدة تقع في الجنوب من هنا.. |
| Çocuklar, bulunduğunuz yerin hemen güneyinde Rose Hill yakınında bir hortum görüldü. | Open Subtitles | حسنا ياشباب الإعصار رصد بالقرب من روز هيل إلى الجنوب من موقعكم |
| hemen güneyinde çok geniş su dolu alanlar var. | TED | هناك منطقة ضخمة من مساحات الماء المفتوحة بإتجاه الجنوب من موقعك. |
| Kale buranın 35 mil güneyinde. Sizi bekliyorlar mı? | Open Subtitles | أوه، الحصن 35 ميلا الى الجنوب من هنا هل يتوقعون قدومك؟ |
| Sadece buradan güneye doğru dört günlük mesafede diyor. | Open Subtitles | كل ما قالته أنه على بعد أربعة أيام إلى الجنوب من هنا |
| Bunlar, Jim Crow yasaları tüm etkisiyle ırkçılığı zorla kabul ettirirken çoğunlukla Güney'de 1890'lardan 1950'lere kadar köleliği sürdürmek için savaşmış konfederasyon askerlerini onurlandırmak için dikilmişti. | TED | مُهمتهم تكريم الجنود الحلفاء الذين قاتلوا للحفاظ على العبودية معظمهم في الجنوب من 1890 إلى 1950، عندما كانت قوانين جيم كرو سارية لفصل السود عن الأمريكيين. |
| Onların pozisyonunun yüz metre güneyine inin. | Open Subtitles | نحن على بعد مئات الأمتار الى الجنوب من موقعهم |
| Buradan yürüyerek bir kaç saat süren güneydeki eski bir askeri üste tutuyorlarmış. | Open Subtitles | في قاعده عسكريه قديمه في الغابه ساعات قليلة الى الجنوب من هنا سيرا على الأقدام. |