| Duggan, dört saat önce Ventimiglia'dan sınırı geçmiş. | Open Subtitles | دوجان عبر الحدود في فينتيميجيليا منذ أربع ساعات مضت. |
| 174 numaralı araç, saat 5:30'da sınırı geçmiş olmanız gerekiyor. | Open Subtitles | السيارة 174 .. يجب أن تعبر الحدود في غضون الخامسة والنصف |
| Ayrıca bu bağımsız üstlenicinin bir iki gün içinde sınırı geçiceğine inanıyoruz. | Open Subtitles | نحنُ نعتقد أيضاً أنّ هذا الشخص ربّما يُحاول عبور الحدود في يوم أو إثنان.. |
| Her iki taraftan binlerce mülteci Pencap sınırında katletildi. | Open Subtitles | وقتل آلاف اللاجئين الأبرياء على جانبي الحدود في بونجاب |
| Muhtemelen Pakistan sınırında bir deliktedir. | Open Subtitles | الأرجح أنه تحصنوا في مكان ما عبر الحدود في باكستان. |
| Müdür olarak bir sınır koyman gerekmez mi? | Open Subtitles | وحتى لو كنت المدير ، ألا ينبغي عليك تعيين بعض الحدود في المكان؟ |
| Üzgün olduğunu bildiğimden yargılama hakkımı sonraya bırakıyorum ama bir yerde de bir sınır çizmem lazım artık. | Open Subtitles | أعلم بأنّكَ تتألّم، لذا سأعفيكَ من النقد -ولكن عليّ وضع الحدود في مكان ما |
| Texas'da tek ayaklı bir kurt adam, kurt formunda sınırı geçerken yakalandı. | Open Subtitles | تم العثور على رجل واحد بالذئب في ولاية تكساس بينما كان يحاول عبور الحدود في شكل الذئب |
| Sizi alıp sınırı geçmemiz lazım, derhal. | Open Subtitles | يجب علينا إلتقاطكم والذهاب إلى الحدود في الحال. |
| Polislerden kurtulsak bile, ülkenin her yerinde aranan bir çöp kamyonuyla sınırı nasıl geçeceğiz | Open Subtitles | حتى لو هربنا من الشرطة، كيف سنصل إلى الحدود في شاحنة قمامة مُبلّغ عنها في جميع أرجاء البلاد؟ |
| Ürdün'deki Zaatari Mülteci Kampı'nda Suriye sınırı boyunca deniz kabuklarının seslerini geceleri duyabilirsiniz. | TED | ففي مخيم الزعتري في الأردن، يمكنك سماع صوت القذائف ليلاً عبر الحدود في سوريا . |
| Ruslar, saat 6'da Metsäpirtti ve Rautu'dan sınırı geçmişler. | Open Subtitles | الروس عبروا الحدود في Metsنpirtti و Rautu 06 ص. |
| İçeride sınırı aştın. | Open Subtitles | الأمر تجاوز الحدود في الداخل هُناك. |
| Evet, Slovenya sınırı civarında. | Open Subtitles | نعم، فقط عند تقاطع الحدود في سلوفينيا. |
| Meksika sınırında kuzeyde serbest ticaret bölgesi var. | Open Subtitles | هنالك منطقة تجاره حره جنوب الحدود في المكسيك |
| Küçük bir jet Blaine, Washington, sınırında bekliyor. | Open Subtitles | هناك طائرة نفاثة صغيرة تنتظر في مطار خاص بعد الحدود في (بلاين) في (واشنطن) |
| Üzgün olduğunu bildiğimden yargılama hakkımı sonraya bırakıyorum ama bir yerde de bir sınır çizmem lazım artık. | Open Subtitles | أعلم بأنّكَ تتألّم، لذا سأعفيكَ من النقد -ولكن عليّ وضع الحدود في مكان ما -وُلد بدائيّاً" " |