| Evet, ama benden bir parça istiyorsan tüm paketi alman lazım. | Open Subtitles | حسنا، انت يجب اتخاذ كله الحزمة إذا كنت تريد قطعة مني. |
| Her neyse, resmi yemekte antlaşma imzalanınca paketi teslim edeceksiniz. | Open Subtitles | ،مهما تكون، حالما تُوقع المعاهدة .ستنقل الحزمة خلال العشاء الرسمي |
| Veri akışının içinde Paket sınırlamalarını yeniden senkronize ettirmesine izin verdirmeliyiz. | Open Subtitles | يجب أن نسمح بإعادة التزامن في حدود الحزمة ضمن مسار البيانات |
| Paket başına dokuz çeyreklik, o da iyi günümde olduğum için. | Open Subtitles | سأعطيك 9 أرباع مقابل الحزمة الواحدة وذلك لأنّني مروّق فقط |
| Fakat bugün insanlar en temel gereksinimin eğitim olduğunu söylüyorlar, paketin bir parçası olabilir. | TED | لكن اليوم، الناس تقول أن التعليم أمرٌ أساسي للبشر، يجب أن تكون جزءاً من الحزمة. |
| Eğer yakalanmazsanız her paketten ekstra 20 kazanırsınız. | Open Subtitles | بإمكانكم الإحتفاظ بـ20 دولار لكل واحد خارج الحزمة |
| R.J. Fletcher'a gitmesi gereken paketi bize getirmiş. | Open Subtitles | يسلم لنا هذه الحزمة. ومن المفترض أن تذهب. |
| Tüm paketi değil, tek tek atıyordu. | Open Subtitles | وليس الحزمة كاملة هي كانت ترميهم واحدا بعد الآخر |
| Tam şu anda Abby'nin annesi Angela'nın bana gönderdiği sanırım üçüncü veya dördüncü paketi açmak üzereyim. | Open Subtitles | وأعتقد أن الثالثةأو مربع الرابعة ، الحزمة ، أن أنجيلا ،آبي أمي ، وأرسلني. |
| Sana yolladığım paketi aldın mı? | Open Subtitles | هل حصلت على تلك الحزمة التي ارسلتها اليك؟ |
| İzini sürmek mümkün değil ama şifreleme paketi Bölüm'ünkinin aynısı. | Open Subtitles | لا سبيل لتتبعه، ولكن فك الحزمة "يؤكد توقيع " الشعبة |
| paketi aldık ama Leatherby etkisiz hale getirilemedi. | Open Subtitles | لدينا الحزمة الرئيسية، لكن ليثربي قد دخل في اللعب. حول |
| Nihayetinde, hapishane mührü ile damgalanmış, annemin mektuplarını içeren bir Paket geldi. | Open Subtitles | وصلت الحزمة آخيرا تحتوي على كل رسائلها مختومة بعلامة السجن |
| Bu Paket, Çin ofisimize hemen ulaştırılmalı. | Open Subtitles | هذه الحزمة يجب أن تُرسل إلى مكتبنا الصيني فورًا. |
| Paket yüklüyken o uçağın kalkması söz konusu olamaz. | Open Subtitles | تلك الطائرة لا يمكن الاقلاع، مع الحزمة على ذلك. |
| Bir papaz uçakta, yanında bir Paket taşıyor olacak. | Open Subtitles | هناك قس على متن الطائرة، وكان يحمل نوعا من الحزمة. |
| Tamam. Paket başı dokuz çeyreklikten... | Open Subtitles | و 9 مقابل الحزمة تسعة في عشرة يساوي |
| İlk sunulan Paket buymuş gibi davranma çünkü değil. | Open Subtitles | لاتتظاهري ان هذه هي الحزمة الاصلية - لانها مختلفة |
| paketin ambalajını konuşmayalım, asıl paketin içindekileri konuşalım. | Open Subtitles | دعونا نتوقف عن الحديث حول مجموع حزم العروض والبدء في الحديث عما هو في الحزمة |
| 8'li bir paketten 3 tanesi genelde sıçırtan gevrek oluyor. | Open Subtitles | في الحزمة المتكونة من ثمانية علب يكون هناك دائماً على الاقل ثلاث علب حبوب تجعلك تذهب للحمام |
| Bu pakete destek vereceğiz ama sonra her şeyi tartışacağız. | Open Subtitles | سندعم هذه الحزمة ولكن بعدها سندرس كل حزمة على حدة |
| Yatırımcıya sunduğunuz pakette daha yapmanız gereken bir takım başka şeyler var. | TED | ثم هنالك كساء متكامل من الأشياء الأخرى التي عليك فعلها لتغلف بها هذه الحزمة التي تقوم بعرضها لصاحب رأس المال. |
| Eğer bu kurşunu, foton paketini alıp bu şişeye ateş ettiğimizde, bu fotonlar şişenin içinde nasıl davranacak? | TED | إن أخذت تلك الرصاصة، وأخذت هذه الحزمة من الفوتونات وأطلقتها داخل هذه الزجاجة كيف ستتبعثر تلك الفوتونات في هذه الزجاجة؟ |
| Bu paketle birçok şey yapabilirdin. | Open Subtitles | كان بإمكانك عمل الكثير من الأشياء بتلك الحزمة. |
| Yasa paketinin son kısmı küçük bir çoğunlukla geçecek. | Open Subtitles | سيتم تمرير اخر مجموعة من الحزمة بأغلبية طفيفة |