| Bir hava generalinin mutsuz karısı tarafından sıkıştırılmayın diye buradayım sadece. | Open Subtitles | أنا هنا فقط لأتأكد أنك لن تُحرج من قِبل بعض الزوجات الحزينات لجنرالات القوة الجوية |
| Kocasının ilgisi için yalvaran ve yalnız kaldığında ağlayan mutsuz eşlerden birine dönüştüğünü gördüm. | Open Subtitles | مع ذلك رأيتها تصبح واحدة من اولائك الزوجات الحزينات اللاتي يتوسلن من اجل انتباه ازواجهن ويبكين عندما يكن لوحدهن |
| Sanki bir daire, bir genç kızı, mutsuz bir kız kurusuna çevirebilirmiş gibi. | Open Subtitles | و كأنّ شقّةً صغيرةً يمكن أن تتحوّل إلى هدفٍ للعانسات الحزينات. |
| Sana söylemedim çünkü o kederli, üzgün,kadınlardan biri olmak istemiyordum. | Open Subtitles | انا لم اخبرك لإني لم ارد ان تكوني واحدة من اولائك النسوة الحزينات الكئيبات |
| Ayrıca birkaç kederli, yalnız ve muhtemelen bekar kadın, teğmen Pascal sağolsun. | Open Subtitles | بما فيهم بعض النسوة الحزينات الوحيدات والعازبات على ما أفترض -تفضلاً من الملازم (باسكال ) |
| Sanuk iyi ama ben ölürsem, çok çok mutsuz bayanlar! | Open Subtitles | لا بأس بذلك،لكن إن مُتّ سيكون هناك الكثير من السيدات الحزينات |
| Hüsrev, ben ve siz, kederli kardeşlerim. | Open Subtitles | أنا و (خسرو)... وأنتن أخواتي الحزينات. |