| - Uygarlığın temel varsayımını reddet, özellikle de maddî aidiyetin önemini. | Open Subtitles | ـ أعداء ـ رفض رموز الحضاره الأساسيه |
| Ursini'ler onları yaratan Uygarlığın uzun zaman önce ortadan kaybolduğunu düşünüyorlar. | Open Subtitles | "يعتقد "اليورسينى أن الحضاره التى صنعتهم إنقرضوا منذ زمن بعيد |
| Batı medeniyeti sonunda Dachau'nun bacalarından duman oldu gitti ama ben bunu göremeyecek kadar çılgındım. | Open Subtitles | أخيراً تدمرت الحضاره الغربيه و تحولت لدخان في مداخن داكاو و كنت مفتوناً جداً لأرى ذلك |
| Düzen, medeniyeti kurmaya çalışırken, | Open Subtitles | ...وبينما يناضل ألتنظيم لأستعادة الحضاره |
| Mars uygarlığı besbelli gezegen yüzeyinin altında gelişmiş. | Open Subtitles | ويبدو ان الحضاره المريخيه تطورة بشكل ما تحت سطح الكوكب |
| Antik bir medeniyetin işareti var. | Open Subtitles | لديها علامات بعض الحضاره القديمه |
| Uygarlığın ışığı parıldıyor. | Open Subtitles | يشرقوا ضوء الحضاره |
| Beni arayıp Uygarlığın bu koltuk altına çağırdığında ki Mystic Falls diye bildiğimiz kasabadan sadece 3 saatlik mesafede Katherina ile ilgili olacağını tahmin etmiştim. | Open Subtitles | عندما طلبتيني و قمت بدعوتي إلى تلك الحضاره. والذي والذي ندعوه في المدينه بثلاث ساعات من الإنهيارات الباطنيه فلقد حسبت أنه لديك طريقة للتعامل مع (كاثرينا) |
| Rousseau'nun medeniyeti terkedip ağaçlarda yaşayalım fikri | Open Subtitles | كـ نظريه (روسيو) فى التخلى عن الحضاره و العيش فى الغابات |
| medeniyeti kurtaracak duvar! | Open Subtitles | و لكن حائط يحمى الحضاره ... |
| Ama buradayken, belki evini ve tüm uygarlığı kurtarabilirim, değil mi? | Open Subtitles | وكذلك يمكننى أن أنقذ منزلك وربما الحضاره بأجمعها بينما انا فيها .. |
| medeniyetin temel taşlarıdır. | Open Subtitles | إنها أساس الحضاره |
| "O, medeniyetin düşmanıdır." | Open Subtitles | "انه عدو الحضاره |
| medeniyetin ölçüsü. Onunla böyle tanıştım. | Open Subtitles | معيار الحضاره |